Muhtemelen sizler de görmüşsünüzdür. Geçen gün bize bir TV yarışma programının kaydını yollamışlardı. Hani şimdilerde "paylaşım" deniyor ve gönüllü olarak harıl harıl sosyal medya markalarına ırgatlık yapılıyor ya işte o cümleden olarak bir görüntülü kayıt aldık. Biri kız, diğeri erkek yarışmacı gençler, üniversite bitirmişlerdi. Ancak kendilerine yöneltilen "kuzu hangi hayvanın yavrusudur?", "sıpa hangi hayvanın yavrusudur?" sorularının cevabını bilememişlerdi.
Bu eksiklik, o gençlerin kusurudur ama; bizlerin de eğitim camiamızın da ailenin de ayıbıdır. Bu kadar basit malumatı bilemeyen gençlerimiz, nasıl olur da düne, bugüne ve yarına dair çok ciddî, hayatî, ölüm-kalım değerindeki mes’eleleri bilebilsinler? Hâlbuki hayat, moda, müzik, spor, lüks araba ve iyi gelirden ibaret değil.
Yanılmayı cân-u gönülden temenni etmekle birlikte bu gençliğin en azından çok mühim bir kısmının şu makaleye esas teşkil eden Kıbrıs, Rodos, Girit’e dair dört başı mâmur bir malûmata sahip olabileceklerine ihtimal veremiyoruz.