Bu, "Kıbrıs Türk Cumhuriyeti" başlığıyla kaleme aldığımız ikinci makalemizdir. Aynı başlıklı ilk müstakil yazımız, 17.11.2015 tarihini taşımaktadır. Ayrıca aynı mevzuu, değişik tarihlerde, değişik vesilelerle de yazılarımızda işlemiştik…
Dün, "Kıbrıs Barış Harekâtı"nın 48. Yıl dönümünü idrak ettik. 20 Temmuz 1974 tarihinde kazandığımız bu zaferi, Kıbrıs’ı, Kıbrıs’ın İslâm tarihini önceki gün tâ 649 yılından başlayarak günümüze kadar gayet mufassal bir şekilde anlattık…
Harekâtın ismine, yetinilen cüz’i vatan toprağına, 15 Kasım 1983’te KKTC adıyla kurulan 17. Türk Devleti’nin adına, bayrağına ve hâlâ tanınmamış olmasına dair en baştan beri fikirlerimiz, tekliflerimiz ve itirazlarımız oldu, bugün de var:
Bize göre garantör ve hak sahibi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin gerçekleştirdiği bu istirdat müdahalesine "Kıbrıs Barış Harekâtı" demek bir mecburiyet duygusunun tezahürüdür. Devrin Türk Hükûmeti, icraatına "barış" kaydını düşmekle fetih niyeti taşımadığını fetih ve cihad peşinde olmadığını ABD...