Şu günlerde Kıbrıs Harekâtı'nın hatırlanması gerektiği düşüncesindeyiz. Harekât, 20 Temmuz 1974'te gerçekleşti. CHP-MSP Hükûmeti, işbaşındaydı. Bülent Ecevit, Başbakan, Necmettin Erbakan, Başbakan yardımcısıydı. Harekât emri Başbakan Londra'da görüşmelerdeyken verilmişti. Çıkarmaya "Kıbrıs Türklerini Kurtarma Harekâtı" gibi bir isim verileceğine "Barış Harekâtı" dendi.
Başbakanın iddiasına göre sadece Türkleri değil, Rumları da kurtarmak için adaya çıkmıştık. Yunanistan'da askerî bir darbe olmuş, o darbenin bir küçük şekli de Nikos Samson adlı bir maceraperest eliyle Kıbrıs'ta da tekrarlanmıştı. Bu yüzden Türklerle beraber Rumlar da kurtarılıyordu.
Dünya, bu romantizme yüz vermedi. ABD, Türkiye'ye katı bir ambargo uyguladı. "Ya adayı boşaltır veya aç kalırsınız" denmiş oluyordu. Zorlu ambargo kuşatması 15 sene sürdü. Sonunda kaldırmak zorunda kaldılar.
Harekât yapılmış, albay seviyesine kadar şehitler vermiş, askerî zayiatımız olmuş, "ambargo" diye o güne dek duymadığımız bir kelimeyle dünyadan tecrid edilmiştik ama adanın yalnızca üçte birlik topraklarını "istirdat" etmiştik.
Şöyle bir nakil vardır:
"Eğer Necmettin Erbakan, hükümette olmasaydı, bu harekât yapılmazdı. O, tamamına girmek için çok ısrarcı olduysa da Başbakan bu kadarıyla yetindi..." Türklerin, Kıbrıs nüfusunun üçte biri olmaları bir mantık olarak güdülmüş olabilir.
Lindon Johnson'un Başbakan İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964 tarihinde gönderdiği örtülü tehdit mektubunun tesir ihtimali daha yüksektir.