Rahim Er Türkiye Gazetesi

Kızılelma

Sevgili Peygamberimiz -aleyhissalatü vesselâm- ümmetine İstanbul'un fethini bir gâye, bir Kızılelma olarak göstermişti. Konstantiniyye'yi zapt etmek maksadıyla vaki olan onlarca muhasara ve muharebenin özünde o hedefe vararak Peygamber...

02 Ağustos 2017 | 167 okunma

Sevgili Peygamberimiz -aleyhissalatü vesselâm- ümmetine İstanbul'un fethini bir gâye, bir Kızılelma olarak göstermişti. Konstantiniyye'yi zapt etmek maksadıyla vaki olan onlarca muhasara ve muharebenin özünde o hedefe vararak Peygamber muştusuna kavuşma niyeti vardır. Anadolu merkezli ve hatta belki Rumeli merkezli fetihlerin temelinde o Kızılelma’ya ulaşma azmi yatmaktadır.
Büyük Selçuklu Devleti'nin büyük hakanı Sultan Muhammed Alp-Arslan'ın 26 Ağustos 1071 Malazgirt'i Kızılelma’ya giden yolda açılan ilk kapıdır. İznik, Türk'ün nefesini Bizans'ın yüzünde hissetmesidir. Söğüt, sönmeyecek ocağın tutuşması, Bursa, Kızılelma’ya doğru ilk büyük fetihtir. Rumeli’ye sallarla intikal ve Edirne'nin fethi, İznik, Söğüt, Bursa'dan hareketle Konstantiniyye'nin kalbi Ayasofya'nın kubbesinde yaldır yaldır yanan Peygamber Kızılelmasına kavuşmak için yapılmış bir çembere alma harekâtıdır.
Kutlu şehir İstanbul'u fethedip Şanlı Peygamber buyruğunu eda etme şerefi, kutlu kumandan Fatih Sultan Mehmed Hân ve O'nun kutlu ulema, evliyâ ve askerlerine müyesser oldu. Konstantiniyye, salı günü kelime-i şahadeti dil ile ikrar ve kalb ile tasdik ederek söyledi ve İslâm ve İstanbul oldu. Hemen o cuma günü Ayasofya'da mübarek ve muhteşem cuma namazı kılındı. Kızılelma, sanki kızıl bir güvercin olmuştu. Hasreti biten Ayasofya, şükür secdesindeydi.
*
Kutlu yürüyüşte İstanbul son durak değildi.
Kutlu Peygamber, Roma'yı da işaret buyurmuşlardı.
Kızılelma, yüce gâye, ilâyı kelimetullah, bir Kızılelma, bir kızıl güvercin gibi şimdi Roma'da Saint Pierre kilisesinin kubbesindeydi. O güvercin, hasret dolu gözlerle İstanbul'a bakıyordu. Gedik Ahmed Paşa'nın ordumuzla Otranto'ya çıkması, Roma üstüne yapılacak Kızılelma yürüyüşünün ilk seferiydi. Otranto, İtalya'daki Malazgirt olacaktı. Fatih'in son sefer-i hümâyûnun hedefi meçhul olmakla birlikte bellidir ki bu seferin istikameti Roma'dır. Bundan dolayı saraya kadar sokulmuş, hususi hekimi olmuş İtalyan Yahudisi Maestro Jacopo/Yakup Paşa ve devlette iş birliği yaptığı iki kişi tarafından seferin Gebze'de durağında zehirlenerek şehîd edildi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 449 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma