Rahim Er Türkiye Gazetesi

Konsoloslukta muamma!

2017 yılında 82 yaşındayken Londra’da ölen Adnan Kaşıkçı, silah tüccarı ve dünyanın önde gelen sayılı dolar milyarderlerinden biriydi. Kaşıkçılar, Kayseri asıllı Suudi...

09 Ekim 2018 | 6.239 okunma
2017 yılında 82 yaşındayken Londra’da ölen Adnan Kaşıkçı, silah tüccarı ve dünyanın önde gelen sayılı dolar milyarderlerinden biriydi.
Kaşıkçılar, Kayseri asıllı Suudi vatandaşlarıdır.
Adnan Kaşıkçı’nın kardeşinin oğlu Mısırlı Dodi el Fayed, 31 Ağustos 1997’de kaza mı cinayet mi sorusu henüz aydınlanmamış bir olayla Paris’te öldü. Arabada eski Galler Prensesi Diana Frances de vardı. Araç, magazin muhabirlerinden kaçarken bir tünel girişine vurmuş ve bu iki isimden başka sarhoş olduğu ifade edilen şoför de ölmüştü. Tek kurtulan Diana’nın korumasıydı.
Galler Prensi Charles’in kendisinden boşanmış eşinin bu şekilde ölümü İngiliz Kraliyetini derinden sarstı, vak’a senelerce konuşuldu.
2 Ekim 2018 Cuma günü saat 13’te Suudi Arabistan’ın Levent’teki konsolosluğuna giren Cemal Kaşıkçı ise Adnan Kaşıkçı’nın diğer yeğenidir. Üniversite tahsilini Hindistan’da yapmıştır. Yazar, Washington Post’ta köşe yazarı, TV yöneticisidir. Daha evvel bir ara Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçiliğinde basın ataşesi olarak görev yapmıştır. 1958 doğumlu olan adı geçen bu kişi hakkında çıkan haberlerde 2017 yılında Suudi Arabistan’dan kaçtığı bildirilmektedir. Yazılarında rejime ve krala muhalefet yapıyordu. Bu sebeple kendisini tanıyanlar, “hayatından endişeliydi ve kaçırılma kaygısı yaşıyordu” diyorlar.
Olaya sahne olan konsolosluğa gitme sebebi evli olmadığına dair bir evrak alıp bunu Türk makamlarına sunmak içindir. Zira Cemal Kaşıkçı, Türk vatandaşı Hatice Cengiz İle nişanlıymış. Nişanlısına “başıma bir şey gelirse Yasin Aktay’a haber verirsin” diye tembihatta bulunmuş. Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim günü telefonunu da Hatice Cengiz’e bırakarak içeri girmiş. Nişanlısı da dışarıda beklemekteymiş. Kadın, uzun süre beklemesine rağmen ne nişanlısı gelmiş ne de bir haber. Bunun üzerine 16.40’ta Yasin Aktay’ı arayarak vaziyeti haber vermiş.
Şimdi Yasin Aktay, cinayet ihtimali üzerinde durmakta, konuya muttali olan Türk-Arap Medya Derneği Başkanı Turan Kışlakçı ise kesin bir dille cinayete işaret etmektedir. Buna göre Cemal Kaşıkçı içerideyken Suudi Arabistan’dan uçakla gelen 15 kişi bu cinayeti işlemiştir. Nitekim camlarına siyah film çekilmiş siyah bir minibüs de o saatlerde konsolosluktan çıkış yapmış.
Bu durumda birkaç ihtimal tartışılmaktadır:
-Cemal Kaşıkçı, öldürüldükten sonra birkaç bavula konarak diplomatik dokunulmazlıktan istifadeyle Suudi Arabistan’a götürülmüştür.
-Suudi Arabistan’a kaçırılmıştır.
-Diğer bir Türk şehrine kaçırılmıştır.
Bayıltıldıktan sonra büyük bir bavula konarak diplomatik yolla kaçırılması mümkündür.
Ancak öldürülmüş olma ihtimali çok yüksektir. Kesin olan bir şey var ki o da maktul veya rehinenin konsoloslukta olmadığıdır. Bundan dolayıdır ki Suudi Kralı Selman bin Abdülaziz, “Konsoloslukta değil. Bizim için mahzuru yok, Türk görevliler Konsolosluğa girip arama yapabilirler” demiştir. Bundan sonradır ki Suudi Konsolos, AA kameraman ve muhabirini değil İngiliz Reuters haber ajansını çağırmıştır. Muhabir ve kameraman, Cemal Kaşıkçı’yı görememiştir. Kamera kayıtları istendiğindeyse konsolos “kamera, o gün arızalıydı” lafıyla talebi savmıştır.
Olay, 3 Suudi Prensin Avrupa’da kaçırılmasından sonra ve Trump’ın, Kralı “biz olmazsak tahtta 15 gün bile kalamazsınız” paylamasıyla çakışacak şekilde gerçekleşmiştir.
Yapılan durum değerlendirmelerinde son bir senedir çıkışlarıyla dikkatleri üstüne çeken Prens bin Selman’a atıflarda bulunulmaktadır. Bir başka haber ise Kaşıkçı’nın ülkesinden kaçarken birtakım gizli dosyaları da götürdüğüdür. Bu dosyaların bir kısmının Washington’da bir kısmının da İstanbul’da saklandığı ileri sürülmektedir.
Mesai gününe dair bir tafsilat da gözden kaçmamalı. Suudilerde hafta sonu tatili cuma ve cumartesi olduğundan o gün konsolosluk tatildi. Öyle ise Cemal Kaşıkçı, bir tatil gününde niye oraya gitti? Bir garip söz de Cemal Kaşıkçı’nın oğlu Salih Kaşıkçı’nın dedikleridir. “Ben diyor, Hatice Cengiz’i tanımıyorum. Varlığından medya üzerinden haberdar oldum!”
Şunun da kurcalanması gerekir:
Adnan Kaşıkçı’yla, Kaşıkçı ailesinin serveti ne olmuştur? Cemal Kaşıkçı, yarın külliyetli servetleri Suudi hazinesine bağışlamış olarak serbest kalmış olamaz mı? Çok uzak bir ihtimal ama belli olmaz.
İster cinayet veya diğer ihtimal kaçırma olsun. İki olay da çirkindir. Bunun, Türkiye’de yaşanması Türk-Suudi münasebetlerini etkiler mi?
Az veya çok etkiler. Aksi mümkün değil.
Yabancı misyon binaları, ait olduğu memleketin toprağı kabul edilir ama bu meşru şartlar içindir.
Suudi Arabistan’da bir şeyler oluyor.
Buranın “bahar”ı farklı gelecek galiba.
Konsoloslukta muamma veya Konsoloslukta cinayet bunun habercisi sanki.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 448 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma