Orta Doğuda yer yerinden oynamakta.
İrili-ufaklı devletler, değişik değişik terör örgütleri, akbabalar
gibi bu topraklara tünerken aynı bölgede yer alan İsrail'den çıt
çıkmıyor.
Nihâyetinde bir valilik olduğuna bakmadan dünyanın öbür ucundan
Yeni Zelanda bile kalkıp bölgeye gelirken, savaş seyyahı
devletlerin sayısı 60 küsurları bulmuşken İsrail, dut yemiş bülbül
gibi.
Tek kelime etmiyor. Hamas'a şahin kesilirken, Hamas seçimle iş
başına gelmiş bir parti iken nefes almasına dahi rıza göstermezken
vekalet savaşlarının önemli oyuncularından DAEŞ'e "kış" bile
demiyor.
İsrail’in bu suskunluğu tesadüf değil. Şuurla, bilerek ve istenerek
uygulanan bir arazi olma, silinme ve strateji. PKK, PYD, DAEŞ bir
yerlerin vekiliyse bölgeye doluşmuş düveli muazzama da İsrail'in
vekili.
Mısır'da seçimle iş başına gelmiş cumhurbaşkanı, darbe ile
devrilirken neden konuşsun? Suriye kan gölüne dönüp, ortada devlet
kalmazken, etrafta din ve ırka dayalı kalabalıklar, birbirini
boğazlarken neden sevinmesin? Irak parça parça olurken, her gün
düzinelerce insan ölürken niye rahatsız olsun? Mazlum, ve mağdur
mülteciler, çağdaş-uygar-ileri-sanayi ötesi Avrupa'da hayvan
muamelesi bile görmezken hangi sebeple umur etsin?
Arap Baharı, BOP ve Irak işgalinin devamıdır. Bunların bölgeye
yaşatılmasının 3 kazançlı devleti oldu:
İran, Rusya, İsrail.