AK Parti, tek başına Kurucu Babaların eseri değil. Hareketin arkasında neredeyse asırlık bir birikim mevcut. Sayısını bilmediğimiz, ismini bilmediğimiz, belki varlığından haberdâr bile olmadığımız nice insanın, cemiyetin, vakfın, mütefekkirin, yazarın, din adamının, gönül adamının, siyasetçinin, münevverin emeği, göz nuru, alınteri var.
Kurucu Babalar, bu birikime dayanarak yola çıktılar. Bu sebeple böyle bir hareketi şahsileştirerek mirasçılığa ve mal bölüşmeye kalkışmak sadece hazımsızlık ve görgüsüzlük değil, ağır vebal de olur. Paralel örgütün kurmak istediği vesayeti bir kısım Kurucu Babalarla diğerlerinin bir başka şekilde hayata geçirmeye yeltenmeleri fitne ateşini tutuşturmaktır.
Hiç bir Kurucu Baba'nın hiç bir eski bakanın, vekilin parti mensubunun şuna veya buna kızarak, niye vekil olmadım, niye tekrar bakan yapılmadım, ben daha kıdemliydim, ilk günden beri varım, neden genel başkanlık ve Başbakanlık bana değil de bir başkasına verildi... demeye, hasetlik etmeye, kıskançlığa düşmeye hakkı yoktur. Haset ve kıskançlık da yakıcı ateştir. "Fitne" denen sosyal bozgunculuk bunlarla çıkar. Bir kıvılcımın bir ormanı, kül edecek yangına sebep olması gibi fitne de bir hareketi, bir cemiyeti, bir camiayı yakıp, yıkıp çökertecek yangının kıvılcımıdır.
Herkes kabul eder ki AK Parti, Recep Tayyip Erdoğan ismiyle bütünleşmiştir. Millet O'na inandı ve güvendi. O da gerçekten çalıştı ve çalıştırdı. Kendisinden sonrası için Ahmet Davutoğlu seçimi de isabetli oldu. Bugünkü şartlarda Türkiye'nin istikrar geleceği AK Parti'ye bağlıdır. Bunun böyle olduğunu 7 Haziran 2015 Seçimleri can yakarak isbatladı. 1 Kasım 2016 Seçimlerinde kâbusu savmak isteyen seçmen, AK Parti'ye yüksek teveccüh gösterdi. Böylece istikrar ve kalkınmaya kaldığı yerden devam edildi. İstikrar ve denge unsuru olan bu geminin su almasına sebebiyet verecek her yanlış adım çok tehlikelidir. Böyle bir netice bir partinin iç meselesi olmaz, topyekûn hayatımıza, yarınlarımıza tesir eder.
Bugün AK Parti için iki tehlike vardır:
Biri, yukarıda bahsettiğimiz gibi küskünler olayı, ikincisi ise kamplaşma, hizipleşmedir. Hoşnutsuzluk yaşayan küskünler Kurucu Babadır, eski bakandır vekildir vs. Bu gibiler sanır ki kendileri olmasa parti de memleket de batar. Yıkıntı bir buradan gelir bir de sn Erdoğan'la sn Davutoğlu'nun arkasına sığınarak ateş edenlerden, şahısçılık yapanlardan, Partiyi, Hocacılar, Edoğancılar gibi isimlerle gerenlerden.