Bugün, TC vatandaşıyla TC Diyanet İşleri Başkanlığı arasında
Sevgili Peygamberimizin -aleyhisselam- doğum gününün kutlanmasına
dair görüş farklılığı doğmuştur:
Dînî hassasiyet sahibi çok büyük bir vatandaş kitlesi "Kutlu Doğum
Haftası"nın da diğer birçok kandırmaca ve aldatmacada olduğu gibi
FETÖ Örgütünün bir tahrif ve saptırma teşebbüsü olduğu
kanaatindedir.
Buna mukabil bir kısım Diyanet mensupları, bu haftayı Diyanet'in
ihdas ettiğini ileri sürmekteler. Diyanet camiası müsterih
olmalıdır. Bu talepteki vatandaşların Diyanet İşleri Başkanlığımıza
karşı incitici bir düşüncesi yoktur. Bizim mevzua dair bir fikrimiz
var. Şimdi burada da tekrarlıyoruz. Ama; bunları dememiz Diyanet'i
zora sokmak için değil, yardımcı olmak maksadına matuftur.
Diyanet'in onlarca mes'elesini dile getirmişliğimiz ve Başkanın
protokoldeki yerinin layık olduğu mevkie çekilmesi için tekliflerde
bulunmuşluğumuz vs var...
İşte şu da yeni bir teklifimizdir:
Sn Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni ve yerinde bir uygulama olarak icap
eden seyahatlere Genelkurmay Başkanını da almaktadır. Hindistan
Seyahati bunun son misalidir. Bunun gibi lazım geldiğinde Diyanet
İşleri Başkanı da bu seyahate dahil edilmelidir. Mesela Hindistan
seyahatine sn Mehmet Görmez de davet edilebilirdi.
MEB, MİT, TSK, Emniyet ve benzerleri nasıl olmazsa olmaz
müesseselerimizse DİB/Diyanet İşleri Başkanlığımız da öyle bir
müessesemizdir.
Diyanet camiası çok iyi bilir ki kul günah işlerse tevbe eder, hata
işlediğinde de özür diler. Hatadan dönmenin fazilet olduğunu
hocalarımız vaaz kürsülerinde sürekli dile getirirler. Diyanet'in
rücû etmesi gereken birkaç temel hatası mevcuttur.