"Mahalle" sözü, Türkçede en fazla telaffuz edilen kelimelerden biridir.
Mâzisi tâ göçebe toplumdan yerleşik cemiyete geçildiği asırlar ötesine kadar gider…
Mahalle, aslında içtimâî hayatımıza şekil veren, onu güzelleştiren, ona sahip çıkan capcanlı yaşayan varlıklarımızdan biriydi. Yetişen genci, sadece ailesi değil, mahalle de ilmen, fikren, örfen… besler ve insanlığa hayrlı bir ferd olarak kazandırırdı. Bu cephesiyle mahalle, ailenin bir üst yapısıydı. Şehirleşmenin bir çığ gibi kopup, üstümüze gelmesiyle o bahsettiğimiz yaşanmasına doyulamayan mahalle hayatları yetim kaldı.
Onların yerini konfeksiyon imalatlar; "site"ler aldı. Mahallede herkes, geniş bir aile gibi birbirini tanır, derdiyle dertlenir, sevincini paylaşırken site hayatlarında bütün zorlamalara rağmen yakınlıklar, ahbaplıklar, dostluklar kurulamıyor. Bu soğukluk ‘50’li, 60’lı yıllarda apartmanlarla başladı, 1990’lardan sonra sitelerle derinleşti. Bu sosyolojik hastalığın birçok sebebi var. Esas sebeplerden biri şudur; mahalle yaşayışı, göz hizası yatay hayatlarken, apartman ve onun azmanlaşmış şekli siteler bakışların buluşamadığı dikey hayatlardır.
Bu bahis, uzundur ve seminerlik, kitaplık mevzudur.