Darbe yapıldığında cuntacılar, radyoda okudukları bildiride şunu
bilhassa dile getirirlerdi:
-NATO’ya, CENTO’ya bağlıyız!..
Tok bir sesle söylenen bu söz, 27 Mayıs 1960 Darbesinin, 12 Mart
1971 Muhtırasının ve 12 Eylül 1980 Darbesinin müşterek sesiydi.
28 Şubat 1997’de böyle bir lakırdı edilmedi.
Cuntacılar, “ezmanın tagayyuru ile ahkâmın tagayyuru inkâr
olunamaz” kaidesini bilecek çapta adamlar değildi ama darbeye bir
kılıf giydirmiş; ihanete “post modern” adını vermişlerdi.
Yürüdüklerinde yerin titrediğini, herkesin kendilerini gördüğünde
ödünün koptuğunu zanneden darbeciler, neden darbeyi daha ilan eder
etmez NATO ve CENTO’ya bağlılık teminatı verirlerdi?
Bu bir vesayete bağlılık taahhüdüydü:
Küçük olanından başlayarak şöylece anlatabiliriz:
CENTO/Merkezî Andlaşma Teşkilatı, 1955 senesinde İngiltere,
Türkiye, İran, Irak ve Pakistan’ın iştirakiyle kurulmuştu. Bir
askerî ve siyasi birlikti. İlk merkezi Bağdat, son Merkezi
Ankara’dır.