Önceki akşam ekranlar, bir kere
daha İsrail polisinin sivil insanlara haydutça saldırılarıyla
kirleniyordu. Saldırganlığa sadece erkekler değil, kadın ve kızlar
da maruz kalmıştı.
Vahşet, bundan da ibaret
değildi. Kudüs İslami Vakıflar İdaresi Sözcüsü Firas Dibs’in
yaptığı açıklamaya göre İsrail polisi, Mescid-i Aksa bölgesindeki
Kubbetü’s Sahra Camii’ne baskın düzenleyerek içeridekileri
darbetmiştir. Cami görevlileri ve oradakiler hırpalanıp-yaralandığı
gibi ayrıca Kudüs Şeriat Mahkemesi Reisi ve Kudüs İslami Vakıflar
Reisi Şeyh Vasıf el Bekri ile Mescid-i Aksa Vakfı Müdürü Şeyh Ömer
el Kisvani de darbedilmişlerdi.
Bunlar olurken İsrail
helikopterleri Mescid-i Aksa’nın üstünde uçmuş, ilk kıblemizin
kapıları kapatılmış ve estirilen zorbalıkla olmayan huzur ve
güvenlik bir kere daha bozulmuştu.
Saldırı ve hakarete uğratan,
yalnızca kadın, erkek, hâkim ve din adamları değildir. Saygısız,
sorumsuz ve korkak polisin postallarıyla içeri girmesiyle bizatihi
adı geçen mabetler de hakarete maruz kalmıştır.
Hâliyle akla gelen soru
şudur?
İsrail emniyet kuvvetleri, bu
vicdansızlığı niçin yaptılar?