19 ve 20. asırlarda Avrupa’yla münasebetlerimizin iç yansıması, tezatlar resmidir. Avrupa hayranı olanlar, Avrupa görmüş, Avrupa’da okumuşlarla yalı ve konak hayatlarında onların tesirinde kalanlardır. Avrupalılaşma veya Garplılaşmayla medenileşmeyi müsavi değerler olarak gören bu akımın mensuplarındaki hayranlık, günbegün katmerlenerek en sonunda İslâmiyet’i, muasır medeniyete ulaşmanın önünde engel görme noktasına varmıştır. Yabancılaşmış zihniyet sahipleri, bu mümtaz dini bırakarak çağını kapamış ve tahrif de olmuş Hıristiyanlığa geçmeyi teklif etme ifratına kadar...