İstanbul, oldum olası dünyanın yüzük taşıdır. Bu yüzden değişik milletler, O'na sahip olmak istemişlerdir. İlk kuşatma MÖ 340'da Makedonya Kralı Philippe tarafından olmuşsa da MÖ 194'te imparator Septim Severus eliyle Roma imparatorluğuna dahil edildi. Buna rağmen Konstantiniyye üzerine seferler durmamıştır. İranlılar, İran-Avar Türkleri ortak seferi, Emeviler, Abbasiler, Ruslar, Macarlar, Venedikliler, Cenovalılar, Latinler ve Türkler tarafından alınmak istenmiştir. Emeviler 5 kuşatma yapmıştır. 5'in üçü Halife Muaviye zamanındadır. İlk fetih seferi, 665'te olmuştur. Son Emevi kuşatması miladi 722'dedir. Bu seferde Galata alınmış ve Arap Camiî inşa edilmiştir. Abbasiler 3 kuşatma yapmışlardır. Şarkî Roma/Bizans-Konstantiniyye, 1391'den itibaren Türk Devletinin mücavir sahasındadır. 1071'den beri görülen rüya, 1391'de Yıldırım Bâyezıd Hân'la muhasaraya dönüşmüş, Boğazın Anadolu yakasında Güzelce Hisar yapılmıştır. Muhasara 1396'ya kadar sürmüş 4 defa hamle edilmişse de Bizans düşmemiş fakat şehirde bir Türk mahallesi kurulmasında mutabık kalınmıştır. Sonrasında Osmanlının fethedip Konstantiniyye'den "İstanbul rütbesi"ne yükselteceği belde, "Kızılelma" olmaya devam eder. 1412'de Şehzâde Musa Çelebi, 1422'de II. Murad Hân, şartları zorlamışlarsa da Şarkî Roma İmparatorluğunu fethedip ebediyyen İslâm mülkü kılarak Şanlı Peygamberin büyük muştusuna nail olma şerefi, Murad bin Muhammed'e nasip olacaktır.