Mart 2017 başında Kuzey Irak Muhtar İdaresi'nde garip bir hâdise
yaşandı. Celâl Talabânî'nin genel başkanı olduğu nasyonal sosyalist
KYB/ Kürdistan Yurtseverler Birliği militanları, Kerkük'ten
Ceyhan'a petrol pompalayan tesisleri basarak vanaları
kapattılar.
Bu çılgın gariplik orada kalmadı. Kerkük'ün Kürt valisi Necmeddin
Kerîm, 16 Mart'ta bir karar alarak tasdik edilmesi için Vilayet
Meclisi'ne gönderdi. Karar şuydu: "Bundan böyle resmî kurum ve
kuruluşlarda Irak bayrağının yanı sıra Kürt bayrağı da
asılacaktır." Ancak vali, meclisin tasdikini bile beklemeden
bayrağı, 20 Mart'ta Kerkük Kalesi'ne astırdı. Vilayet Meclisi, 28
Mart'ta toplandı. Fakat 41 üyeli meclisin Arap, Türkmen ve Asuri
üyeleri teklifi protesto için toplantıya iştirak etmediler. Meclis
reisi ve Celâl Talabânî'nin akrabası Rebwar Talabânî, valilik
teklifinin neden kabul edilmesi gerektiğine dair bir konuşma yaptı.
Teklif, 26 Kürt üyenin reyi ile tasdik edildi...
Böyle bir karar Irak Anayasası'na aykırıdır.
Kerkük, özel statüsü olan bir şehirdir.
850 bin nüfuslu şehrin Kale bölgesinde Türkmenler, bugün de
çoğunluktadır.
Kerkük'ü Türkmenler başşehir olarak kabul ettikleri gibi Irak
devleti de Kültür Başkenti saymaktadır. Burada statünün muhafazası
yönünde gözlemlerde bulunmak üzere bir BM genel sekreter temsilcisi
çalışmaktadır. Nitekim mevcut temsilci Jan Kubis, tek taraflı
bayrak çekme emrivakisinin yanlış olduğunu dile getirmiş bulunuyor.
Zira Kerkük'ün yapısına dair alınacak bir karar, ancak Irak
Anayasasının 140'ıncı maddesine göre referandumla mümkün
olabilecektir. Ortada referandum tarihine dair alınmış bir karar
yoktur.
Şimdi Kale, resmî daireler ve Peşmerge mevzilerine otonom Kürt
bölgesinin de bayrağı asılı vaziyettedir. Vali bununla da kalmamışa
benziyor. Bu defa resmî dairelere bir yazı tamim ederek Arapça'nın
yanı sıra metinlerde Kürtçe'nin de yer alması talimatını vermiş ve
talimata uymayanların cezalandırılacağını ihtar etmiştir...
Hatırlanacağı gibi bayrak konusundaki ilk sıkıntı, bir süre önce
Mesud Barzani'nin Ankara ziyaretinde yaşanmıştı. Otonom bölge
bayrağı, resmî oturumda görünmüş, bu da içeride tartışmalara yol
açmıştı. Şimdi anlaşılıyor ki Mesud Barzani, o hareketiyle esasında
kendi halkına bir mesaj vermekteymiş.