Kandil militanları ve HDP bir değişimin farkında değiller. İki gelişmeyi de hazmedemiyorlar. Bırakınız acı paylaşmayı, dağdakilerden biri, bu öldürmeler ve yakıp-yıkma üzerine daha yeni şöyle konuştu:
-Bu bir devrimci halk savaşı sürecidir!
Bu cümle, 30 yıl öncesinde kalmış bir komünist slogandır. O zamanlar sık dile gelirdi. Geçen zaman içinde SSCB yıkıldı, komünizm bütün dünyada çöktü, doğu Avrupa ve Balkan SSCB peykleri AB'ye girdi. Hatta NATO'ya dahil olanlar oldu. Çin, serbest piyasaya geçti, en son Küba bile Amerika’yla anlaştı. O ideoloji, Kandil Dağı'ndaysa hâlâ revaçta. Kobani'de Küba kurmak onu Türkiye dahil genişleterek bölgeye yaymak gibi bir ham hayal peşindeler. Asıl gayeleri Kürtçülükten de öte ihtilalci sosyalizm.
Dağlı sosyalist Kürtçü kadınlar, erkekler ve ak saçlılar 70'lerin, 80'lerin, 90'ların geçtiğini, o dönemlerin eylemleri ve söylemleriyle tarihin mahzenine gittiğini bir türlü göremiyorlar.
Hazımsızlıkları da bu sebeple.
Stalinci kadrolar, iki şeyi böylesine beklemiyorlardı. Onlar, ceberutların zulümlerine devam etmesini, faili meçhul cinayetlerin durmamasını, bölge insanının iki yakasının bir araya gelmemesini istiyorlardı ki ortamdan istifade ederek haklı olduklarını savunabilsinler. Halbuki son 13 senede doğu ve güneydoğu diğer bölgelerle eşitlendi. Bu eşitlik, onların varlığını, silahı ve terörü lüzumsuz kıldı.
Diğer beklemedikleri de yüzde 13 oy almak oldu. Her ne kadar tehdit etseler ve gözdağı verseler de barajı belki zar-zor aşacaklarını tahmin ediyorlardı. Fiili netice ise 80 MV'ne oldu. 80 vekilli bir grup, 8 vekilli sorumsuz radikal bir parti olamaz. Olursa zaman içinde ufalanıp gider.