HDP eş başkanı Selahattin Demirtaş, Amerika'nın başşehri
Washington'dan sonra Rusya'nın başşehri Moskova'yı da ziyaret etti.
Bir partinin önemli dünya merkezlerinde büro açması mümkündür. O
partinin genel başkan veya temsilcilerinin bir başka devlette temas
ve görüşmelerde bulunması da normaldir. Partilerin Türkiye'ye
kapanıp kalması doğru olmaz. İş seyahatleri, iş adamlarına türlü
kazançlar temin ettiği gibi bu gibi ziyaretler de partilere ufuk
kazandırır.
Yeter ki... Evet; yeter ki yerli ve millî kalınsın. Hele hele
içinde yaşadığı millet ve mensubu olduğu devlet oralarda şikâyet
konusu yapılmasın. Uluslararası planda kuyumuz kazılmasın.
Selahattin Demirtaş, 1 Haziran 2015'e kadar HDP'yi Türkiye partisi
yapma iddiasındaydı. Bundan dolayı o tarihte 80 milletvekili
bulabildiler. Daha öncesindeyse Cumhurbaşkanlığı seçiminde
Cumhurbaşkanı adayı olmuştu. Gelin görün ki bugün aynı isim
Moskova'da Türkiye aleyhine konuşmuştur.
Bu ziyarette Moskova'ya büro açma talebi olduğu gibi PYD ve PKK'ya
destek arayışı da var. Selahattin Demirtaş, orada şu gün Türkiye'ye
karşı düşman politikalar güden, Bayır ve Bucak Türkmenleriyle
Suriyeli sivilleri, ılımlı muhalifleri vuran Rusya'nın dışişleri
bakanı Sergey Viktoroviç Lavrov'la görüştü. Lavrov ile Demirtaş'ın
görüşmeleri iki kademede gerçekleşti. Rus dışişleri bakanının
Tiflis asıllı bir Ermeni olması da gözden kaçmamalı.
HDP eş başkanının basına açık kısımda dediği yüz kızartıcı bir
sorumsuzluk örneğidir. Nitekim Başbakan Ahmet Davutoğlu, o sözler
için "tam bir ihanet ve tam bir rezalet!" diyerek tarihe kayıt
düştü. Selahattin Demirtaş, o görüşmede "Türkiye'nin Rus uçağını
düşürmesi yanlıştı" dedi. Aklı sıra böyle konuşunca Rusları
taleplerine razı edecektir. Bu cümle bir bakanla olan konuşma
üzerine sarf edildi. Kim bilir Putin veya Medvedev'le görüşebilse
neler derdi?