Hâdiseyi Hüseyin Çelik, Millî Eğitim Bakanı iken bize makamında
anlatmıştı. AK Parti'nin yeni kurulduğu zamanlardır. Çeşitli
vilayetler ziyaret edilerek yola çıkış maksatları
anlatılmaktadır...
Parti ileri gelenleri, yine bir seyahat öncesi sabah hava
meydanında buluşmuş uçağı beklerken bir yandan da gazetelere
bakmaktadırlar. Hürriyet gazetesinin başlığı dikkatlerini çeker.
Sanki başlık değil de kurşun atılmıştır. Doğrudan doğruya genel
başkan Recep Tayyip Erdoğan hedeftedir.
Sonradan meşhur olacak başlık şudur:
"Köy muhtarı bile yapmazlar!"
Bu kehânet cümlesiyle hem hedefteki insan, hem muhtarlar ve hem de
köyler horlanmaktadır. Ayrıca ve bilhassa Türkiye'nin bir vesâyet
altında olduğu da ilân edilmektedir. Bir partinin iktidar olup
olmayacağına da onun başındaki ismin Başbakan olup olmamasına da
seçmem ve sivil irade karar verecekken o başlık, üçüncü bir unsuru
daha haber vermektedir. Gücüne inanılmış o üçüncü unsur askerdir.
Recep Tayyip Erdoğan'ın fena hâlde canı sıkılır. Ağızlarda tad
kalmaz. Bunun üzerine Hüseyin Çelik, genel başkanı teselli edip
havayı dağıtmak için müsaade alarak O'na bir şiir okur: