Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Almanya'daki Türk seçmene
seslenerek Türkiye aleyhine faaliyet gösteren partilere oy
vermemeleri çağrısını incelemiştik. Haklı olmamız bir yana çağrı
yapmakta geç bile kaldığımızı yazıyorduk. Ayrıca çağrıyı eksik
buluyor ve yeni bir çağrı yapılarak sadece Türk seçmene değil,
Müslüman seçmene de aynı mahiyette seslenilmesini teklif
ediyorduk...
Büyük bir imkânın farkında olmalıyız. İslâm coğrafyasını masa
başında cetvelle çizip ona "Orta Doğu" diyen İngiliz
müstemlekeciliği 1920'lerden sonra hem Türkiye'de ve hem de "Orta
Doğu" dediği Arap memleketlerinde tarih kitaplarını kendi
yönlendirmesiyle yazdırdı.
Saat dilimini, Greenwich'ten geçirip kendini merkez ülke diye
gösteren bir fikir, var olduğumuz topraklara "öteki" anlamında
"Orta Doğu" dediği gibi, bizde "Emin Oktay" kurgulamasıyla tarih
kitaplarında Arapları aşağılatıyorken Arapların tarih kitaplarında
da "Türkler asırlarca Arapları sömürdü!" diye onların "Emin
Oktay"ları ile yalanın en bayağısını yazdırıyordu.
"Emin Oktay" diye bir adam da bir tarihçi de yoktu. Ismarlama bir
komisyon, bu mahlası kullanmıştı. O mahlasın düzmece tarih
tezlerinin hepsi "Güneş Dil Teorisi" masalı gibi çöktü. Ama denizde
zerre misali Tek Parti zihniyeti artığı bir avuç diplomalı cahil
hâlâ aynı kafadadır.
Arap ülkelerinde ise resmî tarih tezi, devam ediyor. Oralarda
iktidarlar bugün de ithal yalanla amel ettikleri için aleyhimizdeki
iftirası durmamıştır. Halbuki iddianın cevabı basittir ve bir
sorudan ibarettir?
-Petrol, dünyada ne zaman kullanılmaya başlandı?
Arap toprakları, aynı Hilafet merkezine bağlıyken oralarda sıra
sıra petrol kuyuları yoktu ki sömürülüp İstanbul'a getirilsin?
Kabul edelim ki vardı. Yine netice değişmez. Osmanlı veda ederken
memlekette petrolle çalışan vasıta sayısı olsa olsa iki düzine
kadardı. Kaldı ki neft yağı/petrol çıkartılmıyordu. Bugün petrol
çıkan yerlerde kum ve hurmadan başka bir şey mevcut değildi.