İngiltere Başbakanı, durduk yere Türkiye’yi hafife alan bir
tavırla 3 bin yılında bile AB'ye giremeyeceğimizi iddia etti.
O'ndan cesaret alan bazı bakanları başbakanın gözüne girme adına
olsa gerek kendileri iş başında olduğu sürece Avrupa Birliğine
kabul edilmeyeceğimizle ilgili iddialı laflar ettiler.
Bu konuşmalar üzerine Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da
"şerefli duruşumuzu ve milli menfaatlerimizi koruyarak gittiği yere
kadar gideriz" diye İngiltere cenahına rest mahiyetinde bir cevap
verdi.
İngiltere diğer AB üyeleriyle kıyas edildiğinde esasında tam üye
değildir. İlk günden kendi parasını koruyarak Avroya geçmedi.
Nitekim AB'den sorumlu bakanları, "Türkiye-AB vizesiz serbest
seyahat andlaşması, İngiltere’yi ilzam etmez, İngiltere schengen
vizesini tanımıyor" dedi.
Mevzubahis başbakanla, bazı bakanların Türkiye’yi istihza etmeleri
veya dostça olmadığı her kelimesinden belli sözlerle ülkemiz
hakkında konuşmalarının arkasında saklı hesapları olsa gerek.
Yaşlı fakat mağrur ada devletinin AB'den ayrılma isteği, kısa
aralıklarla gündeme gelmektedir. Türkçe'de bir söz vardır. "Ateş
olmayan yerden duman çıkmaz" der. İngiltere’den zaman zaman duman
yükseliyor. Demek ki bir AB yangını yaşıyorlar.
Bir devlet kendi serbest iradesiyle Avrupa Birliğine girdiği gibi
yine serbest iradesiyle ayrılabilir de. Ancak bütün bunların
dürüstçe olması gerekir. Bize sataşanların seyrine bakınca bu
dürüstlüğü kabulde zorlanıyoruz. Kafasının arkasında ne olur ne
olmaz hesabı daha birliğe girerken parasını ayrı tutmasından
anlaşılmakta. Şimdilerdeyse Türkiye üzerinden ihtilaf çıkartıp
masayı devirmek istediği seziliyor.
Yoksa aynı Cameron daha evvel AB üyeliğimizi desteklerken şimdi
seçmenine göz kırpma adına da olsa neden bu kabulü mümkün olmayan
müstehzi lakırdıları etmekte?