31 Mart 2019’da Cumhur
İttifakı’nın alacağı oyların, 24 Haziran 2018’deki 27. dönem genel
seçimlerinin gerisine düşmesi, Türkiye’yi erken seçime, bu da
Cumhurbaşkanlığı Sistemini tartışmaya zorlar.
AK Parti ve MHP’nin mahallî
seçimlerde de ittifaka gitmelerinin temel saik ve sebebi budur.
İttifak gereği her iki parti, zayıf olup da müttefiki partinin
seçilme ihtimali daha yüksek olan yerleri diğer partiye
bıraktılar.
Mezkur iki partinin Cumhur
İttifakı gibi mahallî ittifakları da gayet sağlam bir zemine
oturmuş bulunmaktadır. Bu dayanışma, hem şartların ve hem de
idealin gereğiydi. Her şey bir yana İstanbul’un kaybedilmesi tek
başına büyük yüktür.
Şimdilerde müttefiklik adımından
sonra bir adımın daha atılması mevzubahis. AK Parti genel başkan
vekili Numan Kurtulmuş, her iki lider; Recep Tayyip Erdoğan ve
Devlet Bahçeli’nin “ortak miting” yapabileceklerini ifade etti. Sn.
Kurtulmuş, mes’uliyetini müdrik bir akil adamdır. Ne dediğinin
farkındadır. Böyle bir tarz, partisinin müşterek görüşü olmasa dile
getirmezdi. Gerçi daha Sn. Erdoğan bir şey konuşmadı ama “vekil,
kel asil/vekil, asil gibidir!” denmiştir. Konuya Sn. Bahçeli’nin de
soğuk bakmayacağı kanaatindeyiz.
Zira; mart seçimlerini Cumhur
İttifakı’nın kazanma mecburiyeti olduğu gibi her iki partinin de bu
seçimi kazanarak itibar ve yerlerini korumaları da kendi adlarına
ayrıca zarurettir.
Dünyada seçim sicili en temiz
ülkelerin başında gelmekteyiz. En kalkınmış ülkelerde sandığa gitme
sayısı yüzde 50’yi bulduğunda bu memnuniyet vesilesi olurken aynı
oran bizde yüzde 80’leri aşmaktadır. Diğer taraftan seçim yapılan
nice memlekette kan aktığı hâlde Türkiye seçimlerinde Allah’a şükür
ki kimsenin burnu bile kanamamaktadır. 1946’ların “açık oy, gizli
tasnif” ve 1970’lerin “mükerrer oy” ve sandık çalınması ayıpları
çok gerilerde kalmıştır. Bugün Türkiye’de parti temsilcilerinin
müşahitliği ve hâkim teminatıyla seçimler yapılmakta, şaibesiz,
hilesiz-hud’asız neticeler de ilk akşamdan
açıklanabilmektedir.
Varılan bu olgunlukta
mitinglerin payı göz ardı edilemez. Dünyanın değişik bölgelerinde
değişik seçim yolları caridir. TV konuşmaları ve TV reklam ve
gazete ilanları bizde de vardır. Ancak hiçbir tanıtım ve propaganda
tekniğinin mitingin yerini alması düşünülemez. Miting büyük
buluşmadır, ortak duygu ve heyecandır. Kürsüdekiyle meydandakinin
kendini ifade edebilme imkânıdır. Gönül birliği ve göz temasıdır.
Meydanlara hâkim olan, sandıktan zaferle çıkar. Onun için 7 Ağustos
2016’da Yenikapı’da olduğu gibi iki liderin sahnede birlikte
olmaları, millete hitap etmeleri, ruhlarda zindeliğe yol
açacaktır.
Böyle bir çalışma her il için
beklenemez. 30 büyükşehirde bile olmaz. İstanbul, Ankara, İzmir,
Adana, Diyarbakır, Mersin, Antalya, Erzurum ve daha iki şehirle
birlikte en fazla 10 ve fakat asgari 5 şehirde yapılır.
Ortak miting, siyasi hayatımızda
yeni bir sayfa ve yeni bir üslup olacaktır. Muhtemelen 2 açık bir
saklı ortaklı Millet İttifakı da bu yola gider. “Ortak Miting”
başlangıcı, Cumhurbaşkanlığı yahut fiili Başkanlık Sisteminin tabii
bir sonucu olarak uzun vadede “İki Partili Hayat”a geçişin de
başlangıcı olarak görülebilir.