Başını örtenlere 28 Şubat
döneminde reva görülen muamelelere çok üzülüyorduk. Biz de
kalemimiz ve kelamımızla haksızlıklara karşı koymaya çalışıyorduk.
Bu yüzden uygulamaları aleyhine yazdığımız bir makaleden dolayı
İstanbul Üniversitesi rektörü Kemal Alemdaroğlu, hakkımızda
tazminat dâvâsı açtı. Devrin mahkemesi, dâvâyı kabul ederek bizi
tazminat ödemeye mahkûm etti.
O yüz karası süreçte
başörtülülerin, mütesettirlerin maruz kaldığı muameleler milyonları
ve bizi nasıl üzüyor idiyse şimdi de bu devrin bir kısım
örtülülerinin örtünme biçimleri, fikirleri ve hatta inanış
farklılıkları da milyonları ve bizi öylesine
üzmektedir.
Örtünmenin; örtmenin,
setretmenin, erkek ve kadına dair şartları, farzları nelerdir,
bunlar ilmihal kitaplarında tafsilatıyla yazılıdır. Dinde var olana
yok demek de, yok olana var demek de son derecede tehlikelidir.
Emre uyar veya uymaz o ayrı meseledir. Fakat kadının örtünmesi
farzdır ve bunun usul, üslup, şekil ve sınırları dinimiz tarafından
tesbit edilmiştir.
Hiçbir farz yani ilâhî emir,
hafife alınamayacağı gibi tesettür de hafife alınamaz. Şimdi
birtakım çevrelerde bir hakkı âdeta söke söke almanın sorumsuzluğu
yaşanmaktadır. Sanki yalnızca başı örtmek farzmış gibi diğer
örtünmesi gereken yerler alabildiğine laubalilik içindedir. Başlar
mübalağalı, gösterişli şekilde örtünmekte farz dâhilinde olan diğer
taraflarsa boş verilmekte, yeni şekillere bürünmekte. Kur’ân-ı
kerîmin ifadesiyle ortalık, “örtülü çıplaklarla”
dolmaktadır.
Bugün gelinen noktada tesettür,
örtünme bizatihi bir kısım güya örtülüler, mütesettirler tarafından
yaralanmıştır. Dejenere olmasına, bozulmasına ve itibarsızlaşmasına
fazla kalmadığından korkarız. Sözümüz Allah’ın emrini bütünüyle ve
iffetiyle yapan kardeşlerimize, evladlarımıza değil. Sözümüz, bunu
bir farklı sosyetik gösteriye çevirenlere, varlıklarıyla
arabasından, nargilesine kadar hovardalık yapan, sonradan görmüşlük
içinde olanlara, sorumsuzca harcayanlara, edebi bir kenara
itenleredir.
Bunlar, apayrı bir yola
girmişlerdir. Örtünmeleri şekilden ibarettir. Fikirleri farklıdır,
itikadlarında selefi zehirlenmeler vardır.