Sevgili Peygamberimizin -aleyhissalatü vesselam- "komşusu aç iken tok yatan bizden değildir" mübarek sözlerinin her zaman hatırlanması gerekir. Ramazan aylarında ise daha çok hatırlamakla mükellefiz. Buyurulan Hadisteki "komşu" kelimesine dikkat edilmesi gerekir. "Müslüman komşu" denmiyor; dara düşmüş, aç kalmış "komşu"ya işaret edilmekte. Müslüman zaten "mü'min mü'minin kardeşidir" bir başka Hadisi şerifi gereği kardeştir. Bu anlamda burada komşuluk kavramı daha geniş bir sahayı içine almaktadır. Komşu yalnızca bina yakınlığı değildir. On bir ayın yüzük taşı ramazanın mü'minlere kazandırması gereken en kıymetli değerlerden biri diğerkâmlıktır; bir başkasının şartlarını düşünüp onun yerine kendini koyma, onun dertleriyle dertlenme. Komşu, kardeş, hısım akraba, mazlum, mağdur... düşünülmeden bir ramazan ayı geçirmek eksikliktir. Aç kal-tıka basa ye mekânikliğine dönüşmedir. Bu, Sevgili Peygamberimizin ümmetine yakışmayan acınası bir hâldir. Hısım-akraba, mahalle komşuluklarını terk edip iftarı pahalı otellerin şaşaalı salonlarında israf seline dönüştürmek ise haramla burun buruna gelmedir. Böylesi geçen ramazanın devamında da ziyaret edilmesi, eli öpülmesi gerekenleri bir tarafa bırakıp bayramı sahil otelleri veya yurt dışı turlarla geçirmek var.