İlahi takdirle vazife ve mükellefiyet şerefi almış Kur’ânın ve Ezanın ve Namazın ve Bayrağın ve Milletin ve Ümmetin ve İffetin kalkanı İslamın daim ordusu, sür’atle aslına, yakışan şanına dönmekte.
Bedir Harbi’nden düşen kıvılcımla Peygamber Ocağı, yeniden gürül gürül yanmaya başladı. Hafız Paşalar yetiştiren damar, yeniden güneşle kucaklaştı. Sadece asker değil, âlim ve evliya da çıkaran bu kutlu ocak, artık -inşallah- kıyamete dek sönmeyecek...
Afrin, vesile; tarihle ve zamanla ve mekânla ve iç ve dış ihanetle hesaplaşıyoruz.
Görülecek çok hesap var.
Dünya hayrette.
Ümmetin kalbindeyse ümit gülleri tomurcuğa durmuş, tebessüm eden yüzler, gülen gözlerle bir hasret kucaklaşması yaşanıyor.
Kader kavşağındayız.
Ceza bitti.
Hasta adam iftirasıyla, horlamasıyla incinen dedelerin torunları, Mehmetcikler, Ahmetcikler, JÖH’ler, PÖH’ler, sultani ve asil ve korkusuz ve yiğit duruşlarıyla ümmete yeniden sancaktar oldular.