Donald Trump, attığı yeni
Tweet’iyle bir kere daha tartışmaların odağı oldu. ABD Başkanı, 14
Ocak’ta TS ile saatler 02.00’ye yaklaşırken şunu diyordu:
-Biz, Suriye’den çekildikten
sonra Kürtlere saldırırsa Türkiye’yi ekonomik olarak
mahvederiz!!!
Bu sorumsuz lakırdıya
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, hemen oturaklı bir cevap
verdi. Sn. Kalın, şunları söylüyordu:
-Suriyeli Kürtleri PKK ile bir
tutmak ölümcül bir hatadır. Türkiye, Kürtlerle değil, teröristlerle
savaşıyor. Kürtleri ve Suriyelileri tüm terör tehditlerine karşı
koruyacağız. DEAŞ, PKK, PYD/YPG arasında bir fark yoktur. Onlara
karşı savaşmayı sürdüreceğiz. ABD müttefiklik hukukuna riayet
etmeli, teröristlerle ittifak kurmamalıdır!!!
Donald Trump, 13 Ocak günü söz
konusu Tweet’i attığında saat, ABD’de akşamın 19.00’una, Türkiye’de
gece yarısı 02.00’ye geliyordu. Trump, bu Tweet’i bilerek, bilhassa
mı bu saatte atmıştır? O esnada Türkiye uykudadır. Döviz
saldırılarını da böyle yapmışlardı. Burada borsa kapalıyken, uzak
Asya’da oyunlar kurarak TL’yi geriletiyorlardı. Nitekim, sabah
piyasa Tweet’i görünce dolar yükselmeye başladı.
Sn. Trump, muhtemeldir ki DEAŞ,
PYD, hatta İran, Rusya ve Suriye’den de söz ettiğini hatırlatarak
alınganlık yaptığımızı iddia ederek kendini savunmaya çalışacaktır.
Mevzubahis Tweet’te Türkiye’yi tehdit ederken, DEAŞ’ı da bir ihlal
hâlinde Irak’tan vurabileceklerini, PYD’nin de Türkiye’yi
kışkırtmamasını istemekte İran, Rusya ve Suriye’nin tabii düşman
olduğunu yazmıştır. Buna rağmen Türkiye’ye karşı sarf ettiği sözler
ağır, fütursuz ve tehditkârdır. Bu haddi aşmışlığın tevili mümkün
değildir.
Önceki çekilme karar veya
kararlarıyla şu cümledeki “biz çekiliyoruz ama siz sakın ola
Kürtlere saldırmayın yoksa mahvederiz!!!” denmesinin akılla, izanla
siyaset ve devlet yönetmekle izah edilir bir yanı var mıdır?
Eğer, Washington açısından böyle
bir kaygı veya bu yönde baskı varsa bunun mecraı Twitter
olmamalıydı. Nitekim Amerikan Dışişleri Bakanı Mike Pompeo,
başkanının hatalarını toplamak adına olsa gerek “Trump’ın Tweet’i
çekilmemize engel değil!” diye ortalığı yumuşatan bir açıklama
yaptı. Ama bu arada Türkiye’de canlar sıkılmış, dolar da yükselişe
geçmişti.
Görüldüğü gibi karşımızda ne gün
hangi saatte ne yapacağı ne diyeceği belli olmayan bir muhatap
vardır. Yarın belki çok daha ağır şeyler söyleyebilir. Gerçi bu
tehdit, Trump’ın Türkiye’ye karşı ilk tehdidi değildir. Buna rağmen
Ankara, her anlamda teyakkuzda olmalıdır.
Bir süre önce yazdığımız bir
makalede “harekât uzadıkça ayağa dolanır” demiştik. Hakikaten öyle.
Uzadıkça karışıyor. Düne kadar işin içinde İdlib yoktu. Menbiç’te
rejim kuvvetleri yoktu. Amerika’nın çekileceği yerlere sözümona
“Arap NATO’su”nun yerleştirileceği söylentileri yoktu. Şimdi onlara
ekonomik olarak yıkıma uğratılmamızdan, mahvedilmemizden bahseden
ciddiyetsiz bir tehdit cümlesi de eklenmiş bulunuyor.
Bizim bir şey daha dikkatimizi
çekti. Sn. Kalın, aynı yolla verdiği cevapta terör örgütlerini bir
bir saydıktan sonra “biz bunlara karşı savaşımızı sürdüreceğiz!”
demektedir.
Vaziyetin bir savaş hazırlığı
olduğu hududa yığdığımız çok yüksek miktardaki araç, gereç, silah
ve mühimmatla 80 bin mevcutlu askerden de anlaşılmaktadır.
Bir zaman evvel ne
demiştik?
-Birinci Dünya Harbi
bitmedi!
Cihan Devleti olmanın sancıları
böyle yaşanır...