7 Haziran 2015 Seçimlerinin hiç bir partiyi tek başına iktidara
getirmemesinin hangi mecburiyetleri doğurduğunu seçim sonrasındaki
9 Haziran günkü ilk yazımızda dile getirmiştik. Makalemizin başlığı
"Tek Yol Erken Seçim"di.
O günlerden bugünlere farklı arayışlar yaşandı. Bunlar, "koalisyon
hükümeti", "azınlık hükümeti" şeklindeydi. Gerçekleşmeyince "erken
seçim" ve "erken seçim hükümeti" konuşulmaya başlandı ve nihayet
öyle de oldu.
Türkiye, 1 Kasım 2015 itibariyle sandığa gitme kararı almasının
ardından 28 Ağustos'ta Seçim Hükûmeti'ni kurdu. Bu hükümet, Ahmet
Davutoğlu Başbakanlığında ülkeyi erken seçime götürecek.
Kurulan hükümete baktığımızda cemiyetin her unsurunun
aksettirilmeye çalışıldığı görülmekte. Bir çok dengeler düşünülmüş.
İnce stratejiler güdülmüş.
Muhalefet ve bazı medya unsurları "AK Parti-HDP kol kola seçime
gidiyor" demeye başlamışken Tuğrul Türkeş hamlesiyle bu koz
ellerden alınmış oldu. Devletin kilitlenme yaşadığı zor zamanlarda
MHP'nin devreye girme misyonu, bu defa harekete geçmeyince sn
Türkeş, o mekanizmayı bizzat ifa etmiş oldu. Diğer taraftan BBP
eski genel başkanı sn Yalçın Topçu'nun hükümete girmesi de bir
mühim taktiktir. İki HDP'liye karşılık iki milliyetçi isim ikame
edilmiştir. Böylece milliyetçi akımın iki damarı MHP ve BBP
tabanlarına mesaj verilmiştir. TC tarihinde ilk defa bir başörtülü
hanımın bakan olması, aynı zamanda Saadet Partisi tabanına
mesajdır. HDP'den bakan yapılan iki isimden biri Alevidir.
Dışişleri Bakanı yapılan sn Feridun Sinirlioğlu liberaldir. HDP'li
vekillerin kalkınma ve AB Bakanlıklarına getirilmeleri, bir
mes'uliyet idrakine ortak etme çalışmasıdır.