Devlet, bugün TSK, polis ve istihbarat unsurlarıyla birlikte PKK'ya karşı havadan ve karadan tavizsiz bir biçimde mücadele vermektedir. Bu mücadele, zahiren bir örgüte karşı gibi görünse de esasında o örgütün arkasında yer alan yarım düzineden fazla devletle yapılmaktadır. Dedelerimizin I. Dünya Harbi'nde savaştıkları "7 düvel" bugün emirlerine alarak üzerimize saldırttıkları bir terör örgütünün arkasındadır.
Karşıda üç-beş çapulcu yok. Karşıda Türkiye düşmanları var. Bu sebeple vatandaşların askerine, polisine, vatanına, devletine sahip çıkması şarttır. Bir mücadelenin arkasında sivil destek, halk desteği olmazsa başarılı olamaz. Bugün devlet, asker ve emniyet kuvvetleriyle bu memleketin birliği, dirliği, istiklali ve istikbali için çarpışmaktadır. Bu yalnızca bir iktidarın vazifesi değildir. Öyle ise bu mücadele halk indinde en yüksek seviyede destek görmelidir.
Destek yok mu?
Var!
Fakat, camilerde dua, evlerde niyaz, sohbetlerde merhamet şeklinde olan o desteğin, meydanlarda birbiriyle birleşerek, yekdiğeriyle kenetlenerek haykırışlar halinde yükselmesi gerekir...
Bu mecburiyetten dolayıdır ki bugün işveren dernekleri, işçi sendikaları, işveren sendikaları, sivil toplum kuruluşları... TOBB rehberliğinde Ankara'da toplanarak devletin yanında yer almakta, polise askere, korucuya, gaziye şehit ailelerine ve vatanın her karış toprağına sahip çıkmaktalar.