Rahim Er Türkiye Gazetesi

Suriye'de ne işiniz var?

30 sene boyunca gelip-geçen bütün hükûmetler, terör örgüt ve örgütlerine karşı âdeta müdafaa mevkiinde kaldılar. Ne gün ki “en iyi müdafaa taarruzdur” şaşmaz kaidesi hatırlandı...

17 Aralık 2018 | 6.008 okunma
30 sene boyunca gelip-geçen bütün hükûmetler, terör örgüt ve örgütlerine karşı âdeta müdafaa mevkiinde kaldılar.
Ne gün ki “en iyi müdafaa taarruzdur” şaşmaz kaidesi hatırlandı o zaman terör örgütlerine kan kusturulmaya başlandı.
Şimdilerde artık terör örgütünün topraklarımıza saldırması, asker ve sivil vatandaşlarımızı katletmesi beklenmiyor. Türkiye aleyhine hazırlıklar içinde olan bir terör örgütünün varlığını haber almak kâfidir. O andan itibaren orası hedef, oradakiler de düşmandır.
Bilinen bu gerçeği, ne demek istediğimiz net şekilde anlaşılsın diye tekrarladık:
Şu arz kürede öyle bir yanlış algı mevcut ki sanki büyük devlet veya süper güç devlet olmak ona layüsellik, sorgudan muaflık hakkı kazandırmaktadır. Hâlbuki her devlet, hukukla mukayyettir; hukuka tabidir, hukukun dışına çıkamaz, çıkarsa meşruiyeti terk etmiş olur. Öyle ki hukukla kayıtlı olmak, yalnızca barış zamanı için değil savaşta da mevzubahistir. Savaşı cinayetten ayıran fark, hukuka riayet edip-etmemekle alakalıdır.
Çeyrek asırdan bu yana psikolojik taktiklerle zihinlere müthiş bir emperyalist algı yerleştirildi. Buna göre ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve öbür irili-ufaklı Avrupa devletlerinin Irak, Suriye ve her İslam memleketine yerleşmesi onların hakkıdır. Bunda yadırganacak hiçbir taraf yoktur.
Türkiye’ye gelince; Türkiye, ne Irak, ne Suriye, ne Kıbrıs ne de bir başka Orta Doğu noktasında bulunabilir. Buna hakkı yoktur. Aksi hâlde gayrı meşru hareket etmiş olur. Hâlbuki Türkler, ortalama söylemek gerekirse 1200 yıldan beri yani Malazgirt’ten çok daha önceden başlayarak. Büyük Selçuklu, Horasan Selçuklu, Irak Selçuklu, Suriye Selçuklu ve Anadolu Selçukluları olarak bu iklimdedir. Daha yakına gelirsek Yavuz Sultan Selim’in Merc-i Dabık Zaferi ve Kut’ül Amare Zaferi ile buradayız. Bu topraklardaki idaremiz, sömürgeci zorbalığın 1920 dayatmasına kadar sürdü. Kimse unutmasın ki bütün Orta Doğu halkları din kardeşimizdir. Suriye ve Irak başta olmak üzere bu topraklarda milyonlarca Türkmen yaşamaktadır. Hafız Esad ve Saddam Hüseyn zulümlerine rağmen hepsi Türkçe konuşmaktadır.
Bu tarihî, sosyolojik ve kültürel hakikatlere rağmen ABD’nin sadece Suriye’de 20’ye yakın askerî üssü vardır. Rusya’nın kara ve deniz üssü, İngiltere, Fransa ve diğer küçük Batılı devletlerin askerleri mevcuttur.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUSUF TEKİN, DOĞRU SÖYLÜYOR!.. 21 Kasım 2024 | 444 Okunma HİPOKRAT ANDI! 19 Kasım 2024 | 75 Okunma KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ 16 Kasım 2024 | 59 Okunma AHISKA 14 Kasım 2024 | 146 Okunma GÖÇ SİYÂSETİMİZ ÜZERİNE DÜŞÜNMEK 12 Kasım 2024 | 48 Okunma