Arap turistlerin, Yunanistan,
Fransa ve İspanya gibi memleketlere gidip bize gelmemelerini
kardeşliğe de Müslümanlığa da sığdıramayarak
ayıplıyorduk.
Nihayet Başbakan Turgut Özal’ın
Orta Doğu’yla kurduğu sevgi köprüleri sebebiyle Arap turistler,
akın akın gelmeye başladılar. Ruslarla bavul ticareti ve Arapların
turistik ziyaretleri aynı vakitlere denk düştü. Esnafın yüzü
gülüyor, turizm adlı sektör fark ediliyor, otel, yatak, garson,
yemek gibi kavramlar mânâsını buluyordu.
Araplar, ailece ve kalabalık
geliyor ve Batılı turistler gibi günü iki tostla geçirmeyip avuç
avuç para harcıyorlardı…
O günlerde esnaf, Laleli gibi
semtlerde daha çok turist çekmek için karton kâğıtlara yazılar
yazıp dükkânların önüne asmaya başladılar. Bunu gören aklıevvel
bazı gazeteler, vahim bir cinayeti haber yaparcasına yaygaralı
manşetler attılar. Söylenen ve söylenmeyen şuydu:
-Laiklik gitmiş, harf inkılabı
bitmiş, gericilik gelmiş, pis Araplar her tarafı istila
etmişti.