Doğru tarih, bir memleketin en sağlam teminatlarından biridir. Övme ve sövmeyle tarih inşa edilemez. Övme ve sövmenin basit tatminler dışında işe yarar bir tarafı da olamaz.
Tarih ilmi, geçmişte yaşanmış vak’alardan bunlara ilave ve çıkarma yapmadan ders alma, ibret ve istifade içindir. Tarih, düne mercek, yarına ışık tutar. Bir laboratuvar çalışmasıdır. Laboratuvarda deney ve araştırmalara müdahale edilemeyeceği gibi tarihe de müdahale olamaz. Sonuç, iyi de olsa kötü de olsa sonraki nesiller için üzerinde çalışılacak malzemedir.
19 Mayıs 1919, tarihçi Murat Bardakçı’nın da eserinde belgelediği gibi bir devlet projesidir. Ki daha evvel de bu konuda defalarca vesikalar neşrolmuştu. Kırık gemi gibi lafların Erken Cumhuriyet dönemine mahsus bağnazlıklar olduğu bugün artık mahcup eden gerçekler olduğu net şekilde ortadadır.
Mustafa Kemal Paşa ve yanındaki hey’etin koca bir gemi dolusu at ve otomobillerle Samsun’a sevk edildiği tarihte Osmanlı Devleti devam ediyordu. Meşruti rejim vardı. İstanbul, İngiliz ve yanındaki devletlerin işgalindeydi. Devletin başında VI. Mehmed Vahideddin bulunuyordu… Vahideddin Han, veliahd iken...