Medeniyetimizi bir bütün olarak düşünmeye mecburuz! Edebiyatın
kültürümüzde, dünkü ve bugünkü fikir hayatımızda etkinliği
görmezlikten gelinemez...
Sanat hayatımızın her çağında edebiyat daima ön sırayı tutmuş,
bereketli bir edebiyat dünyamız sağlıklı bir biçimde kalitesini
yitirmeden varlığını devam ettirmiştir yakın zamanlara kadar. Yakın
zamanlara kadar şairlik de âdeta, yöneticilik kadar aranan bir
nitelikti bir devlet adamı için. Gerçi bu yönde bir kanuni
zorunluluk yoktu; fakat toplumdaki yoğun kültür birikimi her aydını
olduğu gibi bir Padişah'ı bir Sadrazam'ı bir Vezir'i bir
Şeyhülislâm’ı da buna zorluyordu.
Selçuklu dönemi, siyaset ve ilim alanlarında olduğu gibi edebiyat
hayatımız için de bir hazırlık, bir geçiş dönemidir. Uzun ve mutlu
bir bahara götüren bir ilkbahardır. O yüzden düşüncelerimize esas
olan Osmanlı çağıdır; bademlerin çiçeklerini bütün güzelliği ile
açtığı rüya çağı...
Eski sanat hayatımızda yalnızca şiir ve mimari görkemli bir
seviyeye ulaşmıştır dense yanlış olmaz bir bakıma.