TRT, eskiden anayasa teminatı altındaydı. Radyo-televizyon yayını yapmak, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu'nun tekelindeydi. Devrin TRT'si 10 bin kişinin çalıştığı hantal bir devâsâ devlet dairesi halini almıştı. Zaman zaman ideolojik katılıklara büründüğü de oluyordu. Derken bir çok kanala kavuştu fakat seyredilmiyordu. Özel televizyonlar gelince onlarla da hakkıyla rekabet edemez oldu. O ideolojik saplantılara bulaştığı dönemlerde Türkçe ile de kavgası vardı. Bizler de ideoloji yapan, kanalları fazladan personelle dolu olan, gönlü gönlümüze, Türkçesi Türkçemize uymayan TRT'yi sık sık tenkit ederdik...
O TRT şimdi yok!
Söz konusu TRT çok gerilerde kaldı.
Zaten bahsedilen yıllarda bu çarpıklık sadece TRT'de değildi. Kızılay bile THY bile neredeyse aynı vaziyetteydi. TSK daha mı farklıydı? DDY neydi? PTT köhnememiş miydi? Daha çok misal verilebilir.
Şimdilerde devlet, topyekûn derlenip-toparlanırken, yerli ve millî olma şuuru bu toprağın ruhuna aşılanırken Kızılay, PTT, TSK, DDY, THY, Yeşilay vs vs ayağa kalkarken TRT de derin bir uykudan uyandı, silkinti ve milletiyle buluştu.
TRT bugün yerli ve millî bir ekran ve ses. Son yayına giren TRT World oldu. Gayet profesyonel bir kanal olmuş. Uluslararası çapta İngilizce yayın yapan diğer devletlerin kanalların bir eksiği yok. TRT Kürdî ve TRT Arabî'den sonra İngilizce yayın da hayata geçmiş oldu. Farsça, Boşnakça, Yunanca, Bulgarca, Sırpça, Arnavutça, Rusça, Almanca, Fransızca, Çince, Hintçe, Urduca yayın yapan televizyon kanallarımız da olmalı.
TRT tarihteki dram, zafer ve hüzünlerimizi yeni nesillerin hafızalarına kazandırmalıdır. Unutulmamalı! Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan ve hiç kimse unutmamalı ki 13 senedir öze dönüşe dair verilen canhıraş mücadele bazı özel tv'lerin bazı dizileriyle yerle bir edilmektedir. Yerli ve millî olanlar, yerli ve millî istikbâl için ter dökerken, o diziler bu ülkenin kadın, kız ve çocuklarını evlerde kuşatarak yozlaştırmaktadır. Hatta yalnızca bu ülkenin değil, bizim dünkü geniş hudutlarımızı içine alan bütün coğrafyanın.
TRT son senelerde güzel eserlere imza atmakta. Diriliş Ertuğrul ile Filinta'yı fırsat buldukça takip ediyorum. Haklarında geniş konuşmak lazım. Az emek verilmemiş. Eksikler de var. Fakat niyet ve istikametler düzgün. Bunlar, daha da büyük çalışmaların habercisidir diye düşünebiliriz.