Önce Savunma Bakanı Jim Mattis,
Donald Trump’ın Suriye’den çekilme kararına muhalefet ederek şubat
sonunda görevinden ayrılacağını duyurdu.
Bunun üzerine Trump, sürenin
dolmasını beklemeden Mattis’in yerine yardımcısı Patrick Shanahan’ı
vekaleten savunma bakanlığına getirdi. Şimdi kendisine kapı
gösterilen Jim Matis’e düşen gecikmeden istifadır.
Başkan Trump’ın Suriye’den
ayrılma kararına muhalefet eden yalnızca Savunma Bakanı olmadı.
Savunma Bakanı şubat sonuna talik edilmiş bir istifa kararı
almışken 2015’te Barack Obama tarafından DEAŞ’la Mücadele Özel
Temsilciliğine tayin edilmiş olan Brett McGurk ise doğrudan doğruya
istifa etti.
Geçmişte de Başkan’ın vazifeden
aldığı veya kendisi istifa eden diğer Amerikan hükûmeti mensupları
olmuştu.
Donald Trump, ilk işbaşına
geldiği günlerde “Bizim, Orta Doğu’da ne işimiz var? Çekileceğiz!”
demiş fakat ilerleyen zamanlarda aksine uygulamalar olmuştu.
İstifalar onu gösteriyor ki ‘Derin Amerika’nın oyuncuları, siyaset
değil de ticaret adamı olan Donald Trump’ı o ilk ortaya koyduğu
düşüncenin aksi istikametine yönlendirmişler.
PKK/PYD’ye on binlerce tır
silah, teröristlerin eğitilmesi ve güney sınırımızın hemen ötesine
gözetleme kuleleri dikilmesi günlerine böyle gelindi. Ankara,
Washington’a yanlış yaptığını, bir terör örgütüyle iş birliğinin
müttefikliğe sığmadığını, Türkiye’nin DEAŞ’tan korunmaya muhtaç
olmadığını diplomasinin bütün dilleriyle anlatmasına rağmen muhatap
taraf, bir türlü anlamak istemedi. Bunun üzerine Fırat’ın doğusuna
harekât kararı aldık ve askeri sür’atle bölgeye sevk ettik. Biz
bunu yaparken öyle anlaşılıyor ki Trump da kendini hesaba
çekiyormuş. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ne diyordu?
-ABD’nin Kuzey Suriye’ye
yığınak yapmasıyla burada kalmasının sebebi DEAŞ ise, siz onu bize
bırakın biz, bu terör örgütünü temizleriz!
Sn. Trump’ı yüz seksen derece
döndüren asıl müessir, Sn. Erdoğan’ın bu sözü olsa
gerek.
Bu söz ve ardından iki Başkan
arasında yapılan ve hâlen de devam etmekte olan telefon
görüşmelerinde Başkan Trump, Türkiye’nin DEAŞ’ı temizleyecek karar,
samimiyet ve güçte olduğuna tam kanaat getirdi. Nitekim son telefon
görüşmelerinden sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kastederek “O,
dediğini yapan bir insan!” dedi.
Trump, Türkiye’nin DEAŞ’ı
bitireceğine kesin olarak inanınca iç kamuoyuna dönerek “DEAŞ,
kalmadığına göre bizim Suriye’de ne işimiz var? Çekiliyoruz!”
dedi.
Donald Trump’ın evvela siyaset
yaptığı zannedilse de ABD bayrak, kuvvet ve araçlarının Suriye’nin
kuzeyinden çekilmeye başlanması, sözünde ciddi olduğunu
gösterdi.
Bu netice de istifaları
getirdi. Belki devamı da gelir. Trump, olaya işini bilen tacir
menfaatçiliğiyle bakmış ve en sonunda takma akılla değil, kendi
zekâsıyla gerçeği bulabilmiştir. Ancak; Başkan’ın bu tercihi yapıp
uygulamaya koyarak çekilmeyi başlatması, sadece birtakım devlet
yöneticilerini rahatsız etmedi. İngiltere rahatsız, Fransa daha
rahatsız, İsrail çok daha fazla rahatsızdır. Macron, Sarı
Yeleklilerle baş edemediğine bakmadan diklenip Suriye’de kalacağını
açıklamıştır. Netanyahu ise zıvanadan çıkmıştır.