Russo'ya göre insanın
konuşamaması lâzımmış... İnsanın ve kâinatın yaratılma ve eşref-i
mahlukata konuşabilme melekesinin bu Yaratıcı tarafından
verildiğine iman edilmezse neticede varılacak durak böyle bir
çıkmaz olur.
Beşeriyetin dilimlere ayrılarak
dilimin ayrı konuşması şekline sahip olması da muhakkak ki birçok
hikmetlere bağlı. İnsan şayet kelimeye tasarruf kudretinde
olmasaydı kim bilir bu âlemin çehresi nasıl olacaktı? İşaretler ve
birtakım garip seslerle, hırıltılarla anlaşan fertlerden oluşan
cemiyet... Bu cemiyet nereye varabilirdi? Hakiki mağara devri o
zaman olurdu işte... Hani insanın bidayetini semavi kitapların
bildirdikleri gibi Âdem Peygamber'e değil de deniz hayvanlarına vs.
bağlayanlar var ya, işte onların ileri sürdükleri mağara ve taş
devirleri gerçekten o zaman yaşanırdı.
Kelime bu kadar mühim.
Kelime ki muhabbet ve
nefretimizin zarfıdır.
Kelime ki tüy kadar hafif
olanları vardır. Yıldırım gibi çarpıcı olanları.
İnsan, akla...