I. Dünya Harbi'ne kadarki silahlar, mekânik silahlardı. II.
Dünya Harbi'yle dünya nükleer silahlarla tanıştı. Tetik tutan
eller, atom bombası atan düğmelere bastılar. II. Dünya Harbi'nden
Sovyetler Birliği'nin dağıldığı 1989'a kadarki Soğuk Savaş
döneminin silahları atomdur, nükleer silahlardır, füzelerdir ve
benzerleri.
21. Asırdan itibaren dünya, yeni bir savaş safhasına girdi. Nükleer
silahlar, atom bombaları yine tehdit unsuru, yine caydırıcı silah
grupları. Hatta Irak'ın işgal sebebi bu devletin nükleer silahlara
sahip olduğuna dair asılsız çıkan iddiadır.
Günümüzde o mekânik silahlar, toplar, tanklar, füzeler ve nükleer
silahlar, atom bombaları, hidrojen bombaları yine mevcut ve yine
rağbette. Fakat onlara bu defa elektronik unsur da dâhil oldu.
Elektronik, dürbünden insansız hava aracına, jete akıllı bombalara
kadar bir çok silahı donattı.
Hâl böyle olunca savaşların şekli de değişti. Artık sadece kara
değil, deniz de değil, uzay da bir savaş alanı. Bugün "atom bombası
mı ehemmiyyetlidir, yoksa uzayda ülkeye yol gösteren uydu mu daha
ehemmiyyetlidir?" diye bir sual sorulsa bu işten anlayanlar
herhâlde "uydu" diyeceklerdir.
Günümüzde devletleri, atom bombasına sahip olanlar ve olmayanlardan
ziyade uydusu olanlar ve olmayanlar diye ayırmak daha gerçekçi
olur. Atom bombası külfetli bir caydırıcı silahtır ve kullanma
ihtimali de sıfıra yakındır. Uydu ise her ân kullanımdadır. Bugün
uydusu bulunmayan devlet, gece karanlıkta ışığı olmadan yol almaya
çalışan insandan farksızdır.
Silah sanayiînde elektronik dönemdeyiz. Savaşın tekniği değişince
şekli de değişmiş oldu. Farklı ırkî aidiyetler, sosyal medya savaşa
malzeme yapıldı. Terör örgütlerinden taşeron savaşçılar
çıkartıldı.