4-MEDENİYET ŞUURU
Taksim'e cami yapılması bizim mes'elemiz olduğu gibi İstanbul
Surlarının tamiri de mes'elemizdir. Yıkılıp gitmesine razı
olamayız. Fetih'ten sonra Ayasofya ne kadar medeniyetimizin bir
parçası olduysa surlar da medeniyetimizin bir parçası oldu.
Fatih'le beraber Osmanlı Sultanlarının unvanlarından biri de "Şarkî
Roma İmparatoru"dur. Fatih, Otranto çıkarmasıyla orduyu Garbî
Roma'nın da üstüne sevk ederken Türk Sultanı ve İslam Padişahı
olmanın yanı sıra bunu aynı zamanda şarkî Roma Hükümdarı olarak
yapmaktaydı.
Bizim medeniyetimiz, inkâr etmez, imha etmez, yok saymaz,
kıskanmaz. Medeniyetimiz, ikmâl eder, imâr eder, güzelliğe güzellik
katar. Bu yüksek ahlâk Sevgili Peygamberimizden -aleyhisselam-
beslenir. Peygamberler Peygamberinin "hikmet, mü'minin yitiğidir,
nerede bulursa alır" sözleri de diğer buyurdukları gibi rehberdir.
Ecdadımız, devlet yönetip medeniyet inşa ederken âyet-i kerîme,
hadîsi şerîf ve İslâm âlim ve evliyasını ihmal etmediler.
Çarşımızda, mahallemizde dürüstlük ve namus hâkimdi. Komşuluk,
hâlden anlama ve paylaşma vardı. Asırlar içinde çok kültürlü bir
sade hayat yaşaya geldik. Bizde ırkçılık, zorbalık, hor görme ve
zulüm yoktur. Kalb kırma felakete eş sayılır. Hukuk ve adalet büyük
dayanaklardır.