CHP'li vekil Enis Berberoğlu hakkında verilen mahkûmiyet kararı
aleyhine olarak CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve bir kısım
partililer protesto yürüyüşündeler. Sn Kılıçdaroğlu "adalet" yazılı
bir dövizle en önde yürüyor.
Söze konu olan bir ceza mahkemesi kararıdır. Süreçte daha istinaf
ve Yargıtay ve hatta Anayasa Mahkemesi var. İlk dereceli mahkemeyle
hüküm kesinleşmiş değil. Karar, belki sonraki safhalarda
bozulacaktır.
TCK/Türk Ceza Kanunu, devam etmekte olan bir dâvâya herhangi bir
şekilde müdahale etmeyi suç saymaktadır. Hâkimlerin tesir altında
kalmayarak bilgi birikimleri, tecrübeleri ve vicdani kanaatleriyle
karar vermeleri asıldır.
Aleyhte görüş beyanı için yargılamanın bitmesi gerekir. Partilere
yakışan boykotçu üslup değildir. Siyasi partiler, her türlü fikir,
görüş tenkit ve tahlillerini dile getirmek için TBMM'nin bütün
imkânlarına sahipler. Bir cerrahın hastane şartları varken onu
bırakıp hastasını cadde kenarında pazarcı tezgâhı üzerinde kasap
bıçağı, çuvaldız ve kınnapla ameliyat etmesi ne kadar abes olursa
bir partinin meclisi bırakarak yollara düşüp adalet istemesi aynı
derecede yadırgatıcıdır.
Nitekim dokunulmazlıkların kaldırılması TBMM kararıyla olmuştur.
Eğer Meclis bunu yapamasaydı, bugün hukuk hükmünü icra edemezdi.
Meşru zemin, hukuki platform TBMM'dir. Diğeri, işi mecraından
taşırma ve maceraya sürükleme ve fitne çıkmasını göze almadır.
Üstelik İttihad Terakki'den sürgün vermiş CHP'nin bugün bir
vesileyle "adalet" diye yollara düşmesinin fikri arka planı da
talihsiz bir manzaradır. Tek Parti zihniyeti, bu yürüyüşü sosyal
medyada duyururken Sn. Kılıçdaroğlu'nun resmini askerlerin önüne
yerleştirmişti. Önde Kemal Kılıçdaroğlu, arkada dizi dizi askerler
görünmekteydi. Bu bir kışkırtma ve askere darbe çağrısı olarak
okundu. 27 Mayıs damarı depreşmişti. Resimden anlaşılıyor ki 15
Temmuz'da mecbur kalınarak darbeye karşı tavır sergilenmiş ve CHP
genel başkanı 7 Ağustos 2016'da Yenikapı’ya eli mahkûm olduğu için
gelmiştir.