Partiler, her şeye rağmen itidali, aklı selimi, paylaşma kültürünü unutmamalı. Elbette her partinin ayrı bir dünya görüşü var. Her parti bu görüşlerini halka anlatarak iktidar yetkisinin kendisine verilmesini isteyecek. Bu da zaten demokrasinin gereği. Bu gerek yerine getirilirken meydanlar şenlik havasına bürünmeli.
Yeni Türkiye'deyiz, eski Türkiye, her şeyi ile dünde kalmalı. Kürsülerde, tv ekranlarında kaba, haşin, ağız dolusu hakaret sözlerinin bırakınız ağızdan çıkmasını, akla bile gelmemeli. Hiç bir şey gözden kaçmıyor. Seçmen, inceden inceye muhakeme ve muhasebe yapmakta. Muhtevasız lafa aldırış etmemekte. Yapılanları görmekte ve değerlendirmekte. Bu sebeple elbette kabalığı tasvip etmeyecektir.
Siyasetçinin sözüne, beyanatına, nutkuna dikkat etmesi gerektiği gibi, sütunlarında yazan, ekranlarda konuşan insanlar da yazdıklarına, konuştuklarına dikkat etmeliler, etmeliyiz. Buralarda söylenen sözler, kurulan cümleler sahibini ya hürmet edilen kanaat önderi yapar veya gözden düşürür.