Brezilya da bir mektep oldu bize.
Brezilya da ümmet şuurumuzu yoğuran bir el oldu. Şu dünyada meğer
ne çok ihmalimiz olmuş. Meğer bizi sevenler ne de çokmuş.
Türkiye'yi bugün dahi Hilafet'in merkezi olarak görenler varmış.
Brezilya öğretti bunları bize. "Rio de Janeiro" deyip, "karnaval"
deyip de sadece et panayırı gösteren, bizden olanları yok sayan
sözde aydınlar, utansın ihmallerden, umursamazlıklardan.
Sao Paulo'da Amazon esintilerinde hayata tutunan bir avuç insanın
dertleriyle dertlenen kalemime yoldaş oldum. Bir kere daha
ürpererek idrak ettik ki söyleyecek çok sözümüz, omuzlayacak çok
yükümüz var.
Alnı secde ile nurlanmış Brezilyalı mübarek teyze, ak sakallı
mübarek amca, Kur'an öğrenen gül yüzlü güzel yavrular, geç
kaldığımız için affedin bizi. Ama geç bırakıldığımız tek iklim,
sizin iklimimiz değil. Bosna'da kapıyı açarken sevinçle "nerede
kaldınız; geleceğinizi biliyordum?" diyen nineye de, Afganistanlı
mazluma da, Somalili sömürülmüşe de, Filistinli yetime de,
Myanmar'a, Kırım'a Rodos'a, Sudan'a da geç kalmış, geç
bırakılmıştık. Lakin şükür ki artık geç değiliz. Biz dahi mayısta
Jakarta'da idik, kasımda Sao Paulo'da olduk.
Ey Brezilya'nın tertemiz Müslümanları, kardeşlerimiz,
misafirlerinize gönlünüzü açtınız, nan-u nimetinizi paylaştınız.
Sevginizi kalbimize aşıladınız. Emin olun ki biz, bu som sevgiye
lâyık olmaya çalışacağız...
Dememiz o ki 15 Temmuz'u; bir şerri hayra dönüştüren mutlak kuvvet
ve kudret sahibi Allahü tealaya hamd, bu mukaddes dâvânın mimarı
Şanlı Peygambere salât ve selâm olsun.
.....
20-24 Kasım tarihleri arasında Brezilya'nın Sao Paulo
şehrindeydik...
Brezilya 216 milyon nüfuslu, Türkiye gibi baronların ezberini
bozan, kalkınmışlıkta üst sınırları zorlayan devâsâ bir Latin
Amerika ülkesi. Bu sebeple oraya da darbeyi musallat ettiler. Sao
Paulo, aynı addaki bir eyaletin merkezi. Beşte bir nüfus bu
eyalette. Eyaletin yarısı da merkezde. "Sao Paulo" Tarsuslu bir
misyoner papazın adı.