Geçtiğimiz hafta teknoloji ve eğlencenin devleri çok ilginç
haberlerle dünya basınını meşgul ettiler. Biz ne yazık ki organik
hoşaf gibi tuhaf işlerle meşgul olduğumuzdan farkında bile değiliz
dünyanın ne yöne evrildiğinin. Üstelik işin acıklı tarafı biz de bu
trende kendimize yer bulabilirdik bu kez.
Bu köşeden defalarca yazdım, kişisel olarak da yakından
ilgileniyorum “Streaming” yani çevrimiçi medya yayını işiyle.
Şu an tam farkında değiliz ama televizyon izleme alışkanlıklarımız
ve yöntemlerimiz birkaç yıl içinde tamamen değişecek. Hayatımıza
yeni giren teknolojileri erken “evlat edinen” biri olarak benim
izleme alışkanlıklarım değişti bile. Daha önce yazdığım gibi artık
Digiturk üyeliğimi bitirmeyi veya en azından paketlerimi ciddi
ölçüde değiştirmeyi düşünüyorum bile.
KENDİ KANALINI KURACAK
Geçtiğimiz hafta iki dev Disney ve Apple önemli iki adım
attı.
Disney’in adımı daha net ve kesindi. Disney, yılsonu itibarıyla
Netflix’te yayınlanmakta olan içeriğini geri çektiğini açıkladı.
Ardından da 2019 yılından itibaren kendi kanalını kurup iki ayrı
plan dahilinde yayına başlayacak. Bunun, en azından kısa vadede ABD
için yayıncılığın tarz değiştirmesini ve kablolu platformları
tehdit edeceği bir gerçek. Apple ise zaten Apple Tv isimli ürünüyle
insanları bu servisleri sorunsuzca ve tek bir cihazdan müthiş bir
arayüzle takip etme imkânı verdiği için oyunda erken yer aldı. Ama
geçen hafta sessiz sedasız attığı bir adım beni onun da kendi
içeriğini üretme aşamasına gelebileceğini düşündürdü. Apple
geçtiğimiz hafta James Corden’in televizyonda yayınlanan Late Night
Show içinde yaptığı ve ünlü birini otomobile atıp sohbet ettiği
formatı özel bir seriye dönüştürerek Apple Müzik içinde yayınladı.
Bu içerik önceki gece Türkçe altyazılı olarak bizim için de
yayınlandı. Çok ciddi bir bütçe ile çekilmiş olan ve ilk konuğun
Will Smith olduğu ilk bölüm belki Corden’in en iyi içeriklerinden
biri değildi ama bu adım bana gelecek için Apple’ın başka şeyler
düşündüğünün sinyalini verdi.
Üstelik Apple Tv ile ciddi bir donanım üstünlüğü de mevcut. Bize
gelince, iktidar reyting sistemini kendi amaç ve yaşam tarzı
bakışına göre şekillendirmeden önce içerik üretiminde yani dizi
sektöründe bırakın bölgemizi, dünyanın hiç ummadığımız köşeleri
için bile parlayan bir yıldızdık. Hatta bir ülke için en önemli
şeylerden biri olmuş ve diziler müthiş bir ihracat kalemine
dönüşmüştü. Yani bugün çevrimiçi yayın yapacak platformlara içerik
satan gözde bir ülke olacaktık.