Geçtiğimiz hafta Singapur’da dünyanın birçok noktasından
gazeteciler Netflix teknolojilerini dinlemek için toplandı. O
toplantıda Türkiye’den davetli tek gazeteci olarak duyduğumu,
gördüğümü heyecanla paylaşmak istiyorum.
Netflix kurulalı bu yıl tam 20 yıl olmuş. Ve son dört yılda kat
ettikleri yol ise inanılmaz. İlk başta postayla DVD kiralama
şirketi olarak kurulan firma günümüz teknolojik şartlarına öylesine
güzel adapte oldu ki neredeyse kendi iş modelini yarattı ve şimdi
Apple, Disney gibi devler arkasından gelmeye hazırlanıyor.
6 MİLYAR DOLAR Netflix’in tüm dünyada 109 milyon
abonesi var ve sadece gelecek yıl özgün içeriğe 6 milyar dolar
harcamayı planlıyor. Bu parada ülkemiz için şu anda çekimleri süren
ilk yerli Netflix dizisinin bütçesi de var. Çekimleri şu anda süren
ve başrolünde Çağatay Ulusoy’un oynadığı dizinin Osmanlı döneminde
geçen bir süper kahraman hikayesi olduğu duyumlarım arasında.
Toplantıda sohbet etme imkanı bulduğum Netflix Ürün İnovasyon
Başkanı Chris Jaffe, Netflix izleyicisinin en sevdiği şeyin
tükettiği içerik üzerinde söz sahibi olma ve limit olmaksızın
çeşitli platformlarda izleme deneyimine kaldığı yerden devam etmesi
olduğunu söyledi. Ki bu konuda haklı da. En merak ettiğim şey
geçenlerde Sony’nin Blade Runner 2049 filminde olduğu gibi
Netflix’in de yayınlandığı bölgelerde içeriklerine otosansür yapıp
yapmayacağını sorduğumda aldığım yanıt hoşuma gitti: “İnsanlar
izleyip izlememe seçimlerini kendileri yapacaklar. Biz
içeriklerimize müdahale etmeyi düşünmüyoruz…” AKILLI
TERCİHİ ARTIYOR Netflix, orijinal içeriklerinin izlenme
oranlarını paylaşmıyor. Ama benimle paylaştıkları ve sıralama
olmayan listeye göre Türk Netflix izleyicisinin film seçimleri
hayli ilginç. Açıkçası listede “Grinin Elli Tonu” isimll erotik
içerikli filmi görmeyi ummuyordum. Ama bu çeşitliliği de sevdim
kendi adıma.
Türk izleyici tükettiği içeriğin yüzde 55’ini, akıllı
televizyonların artması dolayısıyla televizy...