Biliyorsunuz 16 Nisan referandumunda olumsuz bir sonuç çıkması için bir grup general, amiral ve daha alt rütbeli bir kadro şehir şehir geziyor. Demokratik haklarıdır, ırkçılık ve nefret suçu işlemedikçe diledikleri gibi propaganda yapabilirler. Fakat İnegöl'de bir amiralin yerel halkı Suriyeli mültecilere karşı faşist söylemlerle kışkırttığı ve mültecilere karşı ırkçılık yaparak halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği rapor edilmiş. İşte bu cürümdür. Şiddeti kışkırtarak yapılan kara propaganda suçtur ve hukuk gereğini yapacaktır...
***
Benim bu grup umrumda falan değildi. Milletin büyük çoğunluğu
nazarında da bu grubun hiçbir önemi yoktur. Söylemleri tipik 27
Mayıs kafasında eski model asker lakırdılarıdır. Fakat bunlardan
iyice psikopat olan biri durduk yere bana seviyesiz ve terbiyesiz
bir dille ismimi vererek en ağır sözlerle küfretti. Ben de bu 27
Mayıs artığı Talat Aydemir müsveddesine haddini bildirdim.
Sonrasında bu grubun başkomutanı konumundaki General Ahmet Yavuz
Nagehan'a mesaj gönderdi...
Sanki bu terbiyesizliği ve şerefsizliği ilk olarak kendi adamı bana
karşı yapmamış da ben durduk yere cevap vermişim gibi inkârcı bir
mesajdı bu. Harbiye'de bile her zaman ilk yumruğu atan suçludur.
Yumruk yiyen elbette karşı tarafa mukavemet eder, hakkıdır. Dahası
küfür ve iftiralara Ahmet Yavuz'un diğer adamları da aynen devam
ediyor. Oysa Yavuz "Küfür ve iftira bizim tabiatımızda yoktur" diye
masal okuyor...