Türkiye'de olguları analiz düzeyinde tartışmak şu ortamda
imkansız hale geldi.
Hukukçu Kemal Gözler'in sosyolojik bağlamda son derece yanlış olan
"Laik elitler ayaklanır CHP'nin başına geçerse Erdoğan'ı devirir"
tipi bilim-dışı tespitlerini eleştirdim.
Kendine İslamcı diyen bir yazar ise bu tespitlere katıldığı için
olayı kişisel olarak aldı ve kendi kişiliğine saldırı olarak
algıladı!
***
Bu dakikadan sonra artık konuşacak mesele yok demektir. Olgun değil
ergen bir ortam var maalesef basın ve matbuat hayatımızda.
Öte yandan benim geçen yazı Recep Tayyip Erdoğan'dan yaptığım
alıntıların da sanki benim görüşümmüş gibi hücuma uğradığını
okudum. Bu alıntıları bir kez daha yayınlıyorum.
Bunlar ROK'un görüşü değil AK Parti'nin resmî programı ile web
sitesinde yazan ve Erdoğan'ın en sık kullandığı siyaset felsefesi
cümlelerinden seçmedir...***
15 sene boyunca tüm açıklamaları akademik olarak incelendiğinde
Erdoğan aslında AK Parti'yi hep aynı temelde tanımlamış,
konjonktüre göre hiç öyle sağa sola sapmamış, hep tutarlı bir
muhafazakar demokrat tarif yapmış. İşte Recep Tayyip Erdoğan'ın
tanımıyla AK Parti'nin siyasi kimliğinin fotoğrafı. Bunların hepsi
Erdoğan'ın cümleleri. Bu böyle biline...
AK Parti, siyaseti sadece belli bir ideoloji temelinde yaparak
siyasi parti olmaktan çok "siyasi cemaat" gibi davranmayı
reddetmektedir.
AK Parti, kamu siyaseti temelinde bir yapılanma yerine, katı
ideoloji temelinde yapılanarak siyaseti radikalleştiren anlayışa
karşıdır.
AK Parti, muhafazakârlık ve demokratlık temelinde bir kitle
partisidir. Siyasetin fikir ekseninde yapılmasını temel almakta,
buradan kalkarak kitlelere dönük merkez siyaseti üretmektedir.