Bu topraklarda yaşayan insanlar olarak yakın geçmişi çok çabuk unuttuk. Yakın derken AK Parti öncesi dönemi de kastetmiyorum. 5-6 sene öncesinden bahsediyorum. Göreve yeni başlamış Ahmet Davutoğlu hükümetinde başörtülü bir bakan var ve bu durum sadece küçük haberlere konu oluyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk başörtülü bakanı deniyor ve geçiyor...
***
Oysa 5-6 sene önce AK Parti ve MHP'nin 411 kişi ile çıkarttığı
kanun sadece başörtülü kızların üniversiteye girebilmesi üzerineydi
ve Türkiye'de kıyamet kopmuştu. Başörtülü kızların
üniversiteye sadece talebe olarak girebilmesine ilişkin kanun
sebebiyle AK Parti'ye kapatma davası açılmıştı. Kendine laik ve
ulusalcı diyenler protesto yürüyüşleri düzenlemişti. 411 el kaosa
kalktı diye manşet atılan kanun büyük zulümler ve aşağılamalar
görmüş başörtülü kızlara öğretmen akademisyen memur olma hakkı
tanımıyordu. Milletvekili ve bakan olmayı hayal bile etmeleri
yasaktı. Sadece öğrenci olarak okula girebilmeleri bile bir
yargısal darbeye konu oluyordu...
2011 yılında AK Parti bile başörtülü aday göstermekten çekinmişti. Başörtülü kadınlardan gelen tüm taleplere rağmen 1 başörtülü aday bile gösterememişti. 2011'in Haziran ayında bile askeri vesayetin kalıntıları egemenliğini sürdürüyordu. Ancak son birkaç yıl içinde başörtülü yurttaşlarımıza özgürlükler verilebildi. Bugün bile hala başörtülü bir hukukçunun savcı ve hakim olması kaymakam ve vali olması yasak. Şu an başörtülü bir bakan olmasına ve milletvekili olmasına bu toplumda tek itiraz gelemediği günlere geldik. Bu normalleşme ortamı bile başlı başına AK Parti'nin dev bir başarısıdır. Mevcut hükümet seçim hükümeti bile olsa bir yönetmelik değişimiyle başörtülü kadınlarımızın savcı, hakim, polis, kaymakam, vali, subay ve diplomat olmalarının önündeki engelleri kaldırmalıdır. Bu yönetmeliğe tek bir itiraz gelmeyeceğine ve hiçbir partinin bu yönetmeliği Anayasa Mahkemesi'ne götürmeyeceğine eminim.