Dün son 10 senede Türkiye'nin yaşadığı siyasal devrimin ilk aşamasını (2007-13)kısaca özetledim. İkinci aşama ise dediğim gibi çok daha karmaşık olmuştur...
*** 2007-13 döneminde eski rejim aktörlerine yönelik tasfiyelerin de baş aktörü Fetullah Gülen ve örgütüydü... *** Elbette bu tasfiyelerin arkasında hem siyasi irade hem de çok büyük toplumsal destek vardı... *** Fakat Gülen'in 1970'lerin sonundan itibaren devletin ve yargının içine ektiği fidanlar ağaç olmasa bu devrim yapılamazdı ve askeri vesayet rejimini hiçbir güç yıkamazdı... *** Dolayısıyla AK Parti ile Gülenciler arasında işbirliği bir tercih değil mecburiyetti... *** Fakat sonrasında Gülen örgütü yapılan bu toplumsal ve siyasal devrimi halkın elinden çalmaya kalktı ve işte o noktada devrim içinde devrim süreci başladı... *** Türkiye tarihinde görülmedik bir terör örgütüne dönüşen Gülenciler yıkılan Kemalist vesayet rejiminin yerine yeni bir vesayet rejimi inşa etmek istemiş ve bu halk ihtilalinin ikinci aşaması da bu noktada başlamıştır... *** Hem 17-25 Aralık hem de korkunç 15 Temmuz ihaneti demokrasiyi hedefleyen karşı-ihtilal teşebbüsleridir... *** Geçmişte de 27 Nisan 2007 ve 14 Mart 2008 kapatma davası olayları demokrasi düşmanı karşı-ihtilal teşebbüsleriydi... *** Milletin çoğunluğu Erdoğan'ın liderliğinde hem ihtilalin birinci aşamasında hem de ikinci aşamasında bu vesayetçi karşı-ihtilal teşebbüslerini bertaraf etmesini bilmiştir... *** Anadolu ihtilalini yok ederek yeni bir vesayet rejimi kurmak isteyen hain örgüt FETÖ bugün yerle yeksan olmuş ve yüzde 95 oranında devletten temizlenmiştir... *** Türk devriminin ilk aşamasından sonra başlayan "Devrim içinde Devrim" (2013- 17) süreci de gayet başarıyla tamamlanmıştır...