Dünkü CHP kurultayını baştan sona dikkatle takip ettim. CHP eski tas eski hamam şeklinde hayatına devam ediyor maalesef. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu dünkü kurultay konuşmasında da yine her zamanki gibi işin kolayına kaçtı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaretler yağdırdı. Kılıçdaroğlu bu milletin yüzde 52 oyuyla seçilmiş Cumhurbaşkanı'na küfrettikçe CHP durduğu yerde sayacak ve AK Parti güçlenmeye devam edecek...
***
Erdoğan'a diktatör bozuntusu diye saldıran Kılıçdaroğlu kendi CHP içi diktatörlüğünü pekiştirerek yola devam etti dünkü kurultayda. Kendine rakip adayların hepsini katakulli yöntemleriyle sindirmeyi ve yarıştan atmayı başardı. Kılıçdaroğlu CHP içinde tek adamlık rejimi kurup sonrasında da başkalarını eleştirince komik olmak dışında bir işe yaramıyor. Kılıçdaroğlu'nun tek adamlığını yıkamayan Muharrem İnce Umut Oran ve Mustafa Balbay aday bile olamadı. Geçen hafta delegeleri telefonla arayanlar Balbay'a imza vermeyin telkininde bulundular.
CHP tartışmasız bir Türkiye gerçeğidir ve Türk siyasetinde her zaman var olacaktır. Öte yandan CHP Türkiye'yi hiç bilmeyen yabancı siyaset bilimcilerin kavrayamayacağı bir seçmen ittifakına sahip bir parti. Bir yandan büyük şehirlerin merkezinde konforlu biçimde yaşayan üst ve orta sınıfların büyük çoğunluğunun oyunu alıyor. Bir yandan da Anadolu'nun yoksullukla cebelleşen kimi ücra kasabalarından ve şehirlerin kimi varoş mahallelerinden neredeyse tulum çıkarıyor...
Tahmin edildiği gibi bu kasaba ve mahalleler büyük oranda Alevi yerleşim bölgeleri. Bu bölgelerde CHP'nin egemenliği sürüyor. CHP'nin büyükşehir parti teşkilatlarında da ağırlık Anadolu'nun bu Alevi kasabalarından, köylerinden şehirlere göç eden orta sınıflaşma sürecinde olan Alevi-Türk aktörlerden oluşuyor. CHP'ye örgüt dinamizmini veren genelde bu kadrolardır.