Bu köşede ısrarla yazıyoruz ki Türkiye en nihayet başkanlık
sistemi modelini benimseyecektir.
Çünkü Türkiye'nin başka çaresi yoktur. Şu anki sistem şekilsiz ve
anlamsız bir sistemdir. Şu anki rejimimize parlamenter sistem bile
denemez...
***
Öte yandan her türlü başkanlık modeli üzerinde tartışabiliriz.
Mehmet Uçum da bu konu üzerinde kafa patlatanlardan biri. Uçum'un
çalışması "Türkiye tipi başkanlık sistemi model önerisi" başlığını
taşıyor. Uçum, sistem tartışmalarının arka planını ve gerekçelerini
anlattıktan sonra şu temel tespiti yapıyor:
"Türkiye tipi başkanlık sistemi, Türkiye'nin siyasal, hukuki,
kültürel ve sosyal tarihi ile geleneklerine dayanan, şimdiye kadar
oluşturduğu kurumları dikkate alan, radikal bir metotla yani kopuş
yöntemiyle değil, süreklilik içinde yenilenme anlayışıyla
yapılandırılacak bir modelin adıdır."
***
Uçum'un modeline göre, yürütme ve parlamento yerelden merkeze doğru
yükselen piramit yapılara sahip olacak ve Türkiye milletinin ortak
iradesini temsil edecek. Modelin altyapısını ise;
"Ülkemizin siyasal ve hukuki gelenekleri içinde yer alan" ve
reforme edilerek yenilenen "muhtarlıklar, belediye meclisleri, il
genel meclisleri ve kalkınma ajansları" oluşturacak...
***
Uçum modelini, üniter devlet yapılanması içinde "Güçlü
Yerel-Bütünleştirici Merkez" ilkesine dayalı bir model olarak
niteliyor. İşin bamtelini de şu madde özetliyor:
"Yürütmeye bağlı parlamento değil yürütme karşısında güçlü olan ve
çeşitli alt gruplarla çok yönlü çalışma yapabilecek parlamento,
güçlü milletvekili ve güçlü parti grubu içeren bir yönetimdir."
***
Uçum çok konuşulan bir soruya da cevap veriyor:
"Ülkemizde başkanlık sistemi tartışması, halkın devletle ilişkisini
yeniden inşa etme ihtiyacının bir gereğidir. Bu tartışma kişi
esaslı yürütülemez ve kişi esaslı da değildir."
***