Dün de ifade ettiğim gibi bu ülkenin bol para bulmaya ihtiyacı var, yoksa fakirleşiyoruz. Bol para gelmesi için de yepyeni ve devrimsel bir finansal dönüşüme ihtiyacımız var. Deniz bitti. Klasik yöntemlerin sonuna gelindi...
***
Bürokratik oligarşi ve maliye terörünü bitirecek bu deregülasyon
devrimini de yalnızca Recep Tayyip Erdoğan yapabilir.
Bu yapılanlar da literatüre Erdoğanomics olarak geçer.
Milyonlarca girişimci ve yatırımcı bu devrimi bekliyor...
***
Erdoğanomics programı uygulanırsa bu ülkeye her yönden her türlü
para akar, faizler de enflasyon da düşer. Çünkü Türkiye'nin ana
meselesi talep değil maliyet enflasyonudur...
***
Enflasyon, hayat pahalılığı, yani bir malın fiyatının artması
demektir. Diyelim ki fabrikamda 1000 tane mal yapıyorum.
Bu malın fiyatı ya talep ya da maliyetten artar...
***
Bu malı 7 bin liraya yapıyorum. 10 bin liraya satıyorum. Kapasitem
belli. O sırada büyük bir sipariş geldi. 15 bin lira veren var. Ben
bunun fiyatını 15 bin lira yaptığım takdirde, işte bu talep
enflasyonudur...
***
Ama maliyet unsurları değişmez ise, ileride bu fiyat düşer. İleride
başkalarının da aynı piyasaya girmesiyle, fiyat yine 10 bin liraya
düşer. Yani talep enflasyonu ekonomi için kötü bir olgu
değildir...
***
Maliyet enflasyonu ise, daha önce 7 bin liraya mal edilip,10 bin
liraya satılan mal, yüksek faiz ve bazı girdilerin pahalılaşması
nedeni ile 7 bin lira yerine 18 bin liraya mal edilip, 10 bin lira
yerine 25 bin liradan satılırsa bu da maliyet enflasyonunu
oluşturur...
***
Maliyet enflasyonu söz konusuysa faiz ile enflasyon arasında doğru
yönlü bir ilişki vardır. Faiz artarsa enflasyon artar ya da bir
başka ifadeyle enflasyon artarsa düşürmek için faizi düşürmek
gerekir. Faizler düştükçe enflasyon da düşer...
***
Ancak, hayat pahalılığını sadece o endeksin maliyet enflasyonuna
bağlayamazsınız.
Çünkü endekste birçok mal vardır. Bazı malların talebi bir şekilde
yükselip, talep enflasyonuna neden olurken, bazı mallarda da
maliyet enflasyonu ile karşılaşılır...
***