Dün Ergenekon diye bir olgunun var olduğunu ifade ettik. Fethullahçıların Ergenekon davası adı altında kendi örgütsel hesaplarını görmesi ve saçmalıklara imza atması Ergenekon gerçeğinin varlığını ortadan kaldırmaz. FETÖ ne kadar hakikatse ETÖ de aynı şekilde hakikattir. Dün geride bıraktığımız Ergenekon rejiminin dindarlara ve Kürtlere neler yaptığını ve nasıl baktığını anlattık. Bu köhne rejimin amacı LAST (Laik yaşam tarzına sahip Sünni Türk) vatandaşlardan müteşekkil bir ülke yaratmaktı.
***
Türkiye'nin Alevileri de tıpkı Kürtler ve dindarlar gibi Ergenekon
rejiminden çok çekti. Aleviler, devletin zorla Sünnileştirme
politikalarına haklı olarak direndiler. Türkiye'nin Alevi meselesi
buradan doğdu. Alevilerin çoğunluğu laik bir yaşam tarzına sahipti.
Dolayısıyla Türk devletinin istediği ideal yaşam tarzı buydu. Fakat
Alevilere yönelik sevgisizlik ve güvensizlik Kemalist rejime
Osmanlı'dan miras kalmıştı. Osmanlı döneminde de Aleviler hep
"sapkın" ve "isyankâr" görüldü. Eğer başları ezilmezse her an
devlete başkaldırabilirlerdi.
***
Cumhuriyet de ilk olarak Alevilerin din adamlarına baskı kurdu.
Tıpkı Sünni din adamlarına da baskı yaptığı gibi. Alevilerin
"Dedelik" makamı yasaklandı. Dedelerin zorla sakalları kesildi.
Şimdi unutturulmak isteniyor ama Alevi aydını Şenol Kaluç'un
söylediği gibi Alevi dedeleri Kemalist rejim tarafından çok zulüm
gördü. Haklarına, hukuklarına tecavüz edildi.