Beklenen oldu ve Fethullahçıların kendi örgütsel hesaplarıyla içine ettiği Ergenekon davası bozuldu. Peki ilk kez 1997'de ordu içinden gelen Erol Mütercimler'in somut şahitliğiyle kamuoyunun öğrendiği Ergenekon suç örgütü diye bir olgu yok muydu? Hiç şüphesiz ki vardı. Bir darbe ortamının yaratılması amaçlı silahlı eylemler ve cinayet provokasyonları yapan bir Ergenekon terör örgütü yok muydu? Elbette vardı. Tıpkı Ergenekon'un bir başka ve çok daha sinsi çeşidi olan Fethullahçı terör örgütü gibi vardı. Şu anki FETÖ soruşturmalarında da aynı hatalar yapılır ve namlı Fethullahçılara dokunulmazken birbirinden alakasız bir sürü insan bu kapsama alınırsa aynı akıbet FETÖ davasında da olur. Yargılamaların kötü yapılması o terör örgütlerinin olmadığı anlamına gelmez. Bunlar vardır ve bitirilmesi için çalışmak da insanlık görevidir. Demokratik siyasete tecavüz etmek isteyen her türlü vesayetçilikle mücadele etmek bir demokratın onur meselesidir... Geçmişte Ergenekon sürecine dair kişisel sürecimi almıştım. O dönemde yaklaşan Fethullahçı darbe teşebbüsü fırtınasının elbette farkındaydık ve yakında çetin bir savaş sürecine gireceğimizi biliyordum. Ergenekon sürecine imza atanların yeni bir vesayet inşa etmek istediği çok açıktı artık. Şöyle yazmıştım Ağustos 2013'te: