Bu aralar Türk basınında mektup yazmak moda. Öyle olunca benim de aklıma eski zaman medya patronlarının devlet adamlarına yazdığı mektuplar geldi. Bir zamanların büyük basın imparatoru Erol Simavi de Özal'a mektup yazmıştı. Bu arada 1990 ve sonrası doğan kuşağın Erol Simavi ismini hiç bilmediğini hatırlatalım. Hatta bizim kuşak bile pek bilmez.
***
Bir zamanların büyük medya imparatorunu şimdi hatırlayan kalmadı.
Ama Özal'ı 2005 doğumlu çocuklar bile tanıyor ve bundan sonraki
kuşaklar da hep tanıyacak. Özal hep hayırla anılacak. Ne yaparsanız
yapın Erdoğan'ı da bu millet 30 sene sonra Özal'ı şimdi nasıl
anıyorsa öyle anacak. Özal ve Erdoğan ismi hep bu milletin
çoğunluğunun kalbinde yaşayacak...
Aynı şekilde Türk medyasında bu aralar "Erdoğan, Özal'ı örnek
alsın. Özal çok tontondu, toleranslıydı ve yumuşaktı." söylemi
de pek moda.
Diyorlar ki "Özal basına karşı hoşgörülüydü ve demokrattı".
Gazetecilik çok gündelikçi bir iş diye tarihi unuttuk mu
sanıyorsunuz...
"Basına karşı hoşgörülü" dediğiniz Özal'ı mahvettiniz yahu. Babıali
"Yumuşak üsluplu demokrat" Özal'ı gayrimeşru yollarla indirmek
amacıyla anasından emdiği sütü burnundan getirdi. Rahmetli Özal da
bunlara karşı hiç de öyle "hoşgörülü" falan değildi. 8 yılda gazete
kağıdına yüzde 7890 zam yaptı Özal. Ama yine bunlarla baş edemedi.
Daha da neler neler yaptı da şimdi unutuldu...